Sesim gür, gök kızıl

Ve kibrim

Göğsümdeki teslimiyete kızgın

Geçtim, mahşer üzerinden

Serden geçtim

Benden,

Senden geçtim.

Hangi pranga kaç propagandaya denk düşecekse

Alnımın kiri kadar anılmasa da

Şairimin şânı

Bilinsin

Nefrete tabii olmuş ve olacak olan yolcular!

Hendekler

Savaşçılar

ve

Şifacılar

Bilinsin, birin yolu kalbimden geçer.

Öyleyse bilinsin!

Zafer nârâsı dediğin kulağıma kutsal kinle üflenmiş ezan


Hiç şüphesiz

İsrafil'in sûru marşım

Dirilir ve ölürüm onunla

O şafak vakti ve soğuk ikindilerde

Sabrımı sınayan bir merhameti

Felaketime kazınmış azılı bir dişle

Bir dirhem ve bir kemik ile

Anımsatıyor ta baştan.


Ah sevgilim, bilsin

İki cihanda da âhımın boynunda olduğu

Sadece bu cihan değil

Öbür cihanın da şah-ını sen

Mat-ını ben yapacağım

Bu da geçsin polis kayıtlarına.


Geçtim, ben de

Diğer tüm inanmayanlar gibi

Dünya üzerinden,

Kibrimden

Aşkın vahşetinden

Sadakatin ihanetinden

Ne diyordu İsmet Özel?

Kimi öptüm de kurtuldu çarmıha çakılmaktan!


Oysa Rabbim,

Ben suyun altında ilahım bildim seni

Seslendim böylece

Sana mı varmalıyım

Elime tutusturulmuş

Ve çoktan bilenmiş

Bir kılıç ve gard ile

Üstelik gardım, tersine dikenden.


Küllerim insanlığın dışına çıkmakta

Enginizasyona hak mı gördün beni?

Nerden başlamalı ve nereyi kıble bilmeli şimdi?

Budandıkça kanayarak çoğalan dikenli bir yaprak mıyım ben?

Kimse elini kanatmadan dokunamayacaksa bana,

Ağzım,

Bu yazan ellerim,

Dünyaya mahkum gözlerim

Gelip ve gitmekte hür olan aklım

Şahsım

Bütün varım ve olmamışlığım;

Sizin olsun.

Doldurun onu, bir parça soluk kağıt ve kalemle

Felaketini tutuşturun.

Tutuşsun ki,

Payını alsın cehennem.

Ensemde

Ensemde olsa dahi zebaniler

Ve kulağımda sûru İsrafil'in

And içtim

Kendi kaftanımı kestim.

Tanrım, bağışla;

Sana verdim.


16 Aralık 2021/Eskişehir