Sadece evine ekmek götürme çabasına girmiş, güneşin altında kendi bedenini feda etmiş, tek derdi akşam eve ekmek götürmek olan buruk hayatların zorluğu; su yolundan çıktı, yeni modern dünyaya ızdırap oldu. Herkes farklı işler yapma peşinde ama hepsi robot gibi basılıyor. Aynı kafalar, aynı bakış açıları, aynı düşünceler… 

Hırsları yüreklerini geçmiş lakin gerçekler kapı gibi yüzlerine çarptığında idrak ederler öyle olmadığını…

Aileler, yaşantılar ve düşünceler bizim nereye savrulacağımızı gösteren etmenlerdir. Ya çok iyi olursun ya çok kötü…

Mesela hayallerin batarsa kötüye gidersin çünkü gerçekliğe kavuşursun.

Mutsuzluktan geberirsin, her gün daha acınası gözükürsün. İçinin istemediği yerde ne kadar kalabilirsin ki? Buna rağmen bazen de yaşamın için alışırsın tüm bunlara. Evde bekleyen ailen için savaşırsın.

Bir kesim daha vardır, her istekleri olur. Mutsuzdurlar çünkü yaşamayı bilmezler, her ikisi de yaşamak için yaşamaktır.

Ölmek için yaşamak… Belki de hayatın kuralı budur.