Yok kudretimiz.
Tutamıyoruz zamanı
Akıp gidiyor öyle yüzümüzden
Bir bir eskiyor ve eksiliyor günler
Her gün biraz daha zayıflıyor duvardaki din-ayet takvimi.
Artıyor bir ihtiyarın alnındaki kader çizgileri
Bir ağırlık çöküyor yüzünün tüm hatlarına
Ve hüzün yerleşiyor vücudun kuzeybatısına
Yorgunluk hat safhada şimdi, dizler titrek
Ama yorgunluğa inat çalışıyor hala parmaklar
Dizeler diziyor bir kağıda ardı ardına...
...
Yükümüz ağır bizim, diz(e)lerimiz yorgun
Tükenmez kalemler tükettik yazmalarla
Yıktık gramerin bütün kurallarını
Cümle cümleler devrik şimdi
Yüklemler sürgün özneler gizli görevde
Noktalar bıkkın hep sona kalmaktan
Boynu cevapsızlıktan büküktür soru işaretinin
Umudun, dik durmanın sembolüdür ünlemler
Virgüller Bekoyê Avan’dır kelimelerin dünyasında
Hep ayırır onları birbirinden
Mem û Zîn’in hikayesi gibidir üç nokta
Yarım kalan bir sevdanın mirasıdır
Bir şeyler hep eksiktir onda
Ve tamam derim ben sonra.
Eksik yanlarım çoktur benim.
Bir eksiği bir eksik tamamlar ne de olsa.
Yol yakın şimdi
Adımlar ağır
Ara kısa
Yaklaşıyor ölüm.
Vakit tamam.
Ben eks'ik.
Gül Kurusu
2021-07-24T17:23:25+03:00Ben teşekkür ederim.
Arafat Yılmaz
2021-07-24T14:59:24+03:00Teşekkür ederim hocam. Ne kendimi şair ne de yazmış bulunduklarımı şiir olarak göremiyorum ben de. Üslubum şiirsel değil çünkü. Ne var ki yazmayı seviyor ve yazmış bulunuyorum. Bulmuşken de paylaşmaktan da imtina etmiyorum. Belki cahil cesareti belki başka bir şey ama durum bu. Yine de beğenmiş olmanıza sevindiğimi belirtmek isterim. Değerli vaktinizi ayırıp okuduğunuz ve yorum yapma inceliğinde bulunduğunuz için de bir kez daha teşekkür ederim.
Gül Kurusu
2021-07-23T16:48:57+03:00Sonu çok anlamlı ve vurucu birmiş bence. Bende daha çok nesir havası uyandırsada beğendim. Kaleminiz zeval görmesin.