Elfler, Cermen mitolojisine dayanan ve doğaüstü varlıklardan oluşan bir topluluktur. Yeryüzünün, gecenin ve gündüzün ışık kaynağı olan Güneş ve Ay'ın henüz yaratılmadığı, orta dünyanın karanlık yüzünde, yıldızlar eşliğinde "uyanış suyu"nun kıyısında hayata gözlerini açarlar. Bu nedenle yıldızlara hayranlık duyarlar ve yıldızların kraliçesine taparlar. İlk elfler; deniz kıyılarını, ormanın derinliklerini ve dağların tepesini mesken edinmişlerdir.


Elfler kişilik olarak, kimi zaman şifa kabiliyeti yüksek ve pamuk yürekli olan, doğanın gizemli sırlarını öğreten varlıklardır. Kimi zaman ise tehlikeli, hilekâr ve katı yürekli olup büyücülük yetenekleriyle ön plana çıkarlar. Bu perilerden korunmak için "pentagram" kullanılır. Görünmez olan bu yaratıklar eş zamanlı olarak eşsiz bir güzelliğe sahiptirler. Ork ve cüce örgütleriyle rekabet içindedirler. Gizli silahları oktur. Melodi, dans ve şenlik üzerine kurulu neşeli bir hayat sürerler.


Cermen mitolojisi ve Şamanizm'de önemli yere sahiptirler. Ayrıca elfler; insanlar, cüceler ve orkların aksine ağaçları keserek öldürmezler. Çünkü orası, onların evidir.


"Fëa" ve "hroa", "ruh" ve "beden" anlamını taşır. Elfleri asıl ölümsüz kılan taraf "fëa"dır.


Onlar, aşırı keder ve aşırı darbeye maruz kalıp katledilmediği sürece sonsuza dek yaşarlar. Ancak gözleri er ya da geç bir gün kapanırsa, ruhları ölümsüz tarafta olduğu için Mandos'un salonuna davet edilip yargılanırlar. Ruhlarının serbest kalıp kalmayacağının belirlendiği bu davada, serbest kalmaya layık görülürse, ruh başka bedende dirilerek dünyaya yeniden gönderilir.