Kendisine atanan rollerin içine sıkıştırılmaya çalışılan modern bir kadın: Ema. Bir dansçı olan Ema, koreograf eşi Gaston ile çocuk sahibi olamadıkları için evlat edinmeye karar verir. Ancak evlat edindikleri çocuktan kaynaklanan bir trajedi ardından Ema ve Gaston çocuğu tekrar sosyal hizmetlere geri verirler. Tüm bu yaşananların ardından herkesin ortak bir günah keçisi vardır. Elbette ki Ema. Başta Gaston olmak üzere herkes Ema'yı suçlar. Çünkü o, kötü bir kadın, kötü bir anne, sorumsuz bir insan ve baştan aşağı hatalı bir varlıktır. Ema ise tüm bu sorunlarla, bildiği tek yolla baş etmeye çalışır: Dans. Her tartışma ya da hakaret sahnesinin ardından Ema'yı dans ederken görüyoruz. Gaston ile olan ilişkisinin fazlasıyla toksik olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Çünkü birbirlerini sevseler de her fırsatta birbirlerinin kusurlarını oldukça yıkıcı bir şekilde vurmaktan geri durmuyorlar. Filmde en sevdiğim sahneler kuşkusuz toplu dans sahneleriydi. Dünya yokmuşçasına, özgürce, her yerde dans edebilen bir girl gang yer alıyor filmde. Ema'ya arka çıkan, destekleyen, koruyan kız arkadaşları. Film ataerkil toplum yapısı içinde kadına atfedilen görevlerin, annelik kavramının, kalıpların karşısında dimdik duran güçlü bir kadını bize takdim ediyor. Ema sevebileceğim bir insan olmasa bile, duruşuna hayran kaldığım ve kesinlikle tanıştığıma memnun olduğum bir karakterdi. Bu nedenle keyifli bir film deneyimi yaşadım.