Betonla boyandı çocukluğumun yeşilleri

Ne siz ressamdınız

Ne çimento boya

Ne de ormanlar tuval

Zaten siz resimden ne anlardınız?

Ben de anlamam.

Aramızdaki en büyük fark

Ördüğünüz en yüksek duvar

Ben anlamadığım şeye düşman da olmam.

Sizi anlamakla geçti ömrümün en güzel seneleri

Öyle özensiz değil husumetim

Afili.


Öfkeye bulandı gençliğimin emsalleri

Ne çocukluğum

Ne gençliğim

Ne de siz

Mühim değildiniz

Boyadığınız şeyler kadar.

Siz itibar gördükçe

Ben körleştim

Öyle haybeye değil

Körkütük husumetim

Şekilli.


Gözleriniz doydukça

Kiralandı aklınız

Emanet akıllardan nasihat dağıttınız

Ben nasihatten nefret ederim.


Cepleriniz doldukça

Boşaldı vicdanınız

Rezalet vicdanlardan musibet dağıttınız

Bin nasihatten beter musibetim

Ben ki nasihatten nefret edenim.


Parmağınız sallandıkça

Biz korkarız sandınız

Yanıldınız.

Armağandı andımız

Korkmamak mı?

Marşımız.

Sizden korkan açgöz olsun,

Bizim cebimiz delik.


Ruhumun kentleri bombardıman altında

Eğil.

Nerden baksan bu bir işgal aslında

Değil.

Bir aklın tutulmasıyla

Tutuştu şehirlerim

Kızardım.

Bir halkın uyumasıyla

Buruştu çehrelerim

Uyandım.

Gözlerimiz hayret doldu liyakatin cenazesinde

Emeğimiz servet oldu riyakarın hazinesinde

Uyardım.

Öyle arsızlaştınız ki

Umumi bir halvet oldu

Utandım.

Eğer haklı olmasaydım

Kapatırdım çenemi

Susardım.

Konuştum

Söz konusu emanet

Sabrın sonu felaket.

Epey suçlu olmasaydın

Dert etmezdin konuşanı

Savardın.

Yapamadın

İşin gücün hamaset

Yolun sonu kıyamet.

Şüphesiz.

Dilinizde Allah lafzı

Elinizde yetim hakkı

Ne lahana

Ne turşu

Ne de perhiz

Sofranızda herkes doydu

Biz aç kaldık

Nüktesiz.

Bize onur madalyası karnımızdaki gurultu

Size karabasan olsun ardınızdaki uğultu.