Ben aslında başından beri hep iyi niyetli bir saftım

Gözlerimi açtığım bu dünyaya çeşit çeşit iyilikler adadım

Yetebildiğim dertlerin birer gönül bağı olup

Talihsizlerin yüzünde gerçekten beliren bir tebessüm yumağı oluşturacaktım.

Ancak ne şanssızım ki çok geçmeden kopardılar o içten gönül bağımı

Çıkarttılar ortaya fitne, menfaat ve türlü türlü fesatlık oyunlarını

Sardılar köşe bucak tüm yürek köşesinin damarlarını


Tüm amacından bezdirip enayiliğe sadık buldular düşüncelerimi,

Oysa ben her yere umut tohumları serpmek istemiştim.

Filizlenip bir ağacın gövdesi gibi iyilik meyveleri yetiştirecektim.

Neydi bu kadar arzu dolu bitmek bilmeyen kavgaların nedeni?

Paylaşılamayacak kadar değerli olan bir şeyler bulup kırmaya değer miydi?

Su gibi berrak ve aziz olup birbirimizin yoluna yoldaş olmak varken,

birbirimizin karşısında köstek olup çelmeler takmaya değer miydi?


Sorduğum sorulara cevap ararken yitip giden onca zaman dayanamaz halime,

En amansız anlarda başvurulan kötülükler düşman gibi çıkıyorlar önüme,

İşte o zaman koşar adım kaçacağım uzun ve uzak iyilik mevsimlerine.

Aynı bir geminin dalgalarla mücadele eden gövdesi gibi karşı geleceğim kaderime.

Terk edeceğim ayağımın değdiği uçsuz bucaksız bütün gam yerlerini,

Ve eğer var olabilirsem yeniden doğuracağım enayiliğe sadık bulunan düşüncelerimi.

Yetiştireceğim bir bebek gibi sevgi, barış ve merhamet ile