gecenizin bir vakti

çocukluğunuzdan esrik,

yani kötülük diye tanıtılan siyahtan kallavi

merhabasız iki duvarın az önce dünyaya küstüğü

asabi bir dönemeçteydim



bağışlayın gözlerimi

bunları yitik bir kaldırımdan öğrendim

doğrusu birinin hatırlanan olmaktan usanmış sesiydim



telaşsız bir gündüz hissiyle uyanmıştım ilk defa

bir serçenin neye üzüldüğünü öğrendim

bir martının anlattıklarına şaşırdım sonra

amonyak çiçeğinin masamızdaki

yapraklarını sererken,

kimsesizliğini bir güz akşamında



bağışlayın gelmeyişimi

bir susmak günü ilan edilmişti o gün

bunları ürkütücü bir kentin tenhalığından getirdim

doğrusu birinin kaybolan uykusuydum

tarihi geçmiş çocuksuluğunda



bağışlayın bunları yazmak istemezdim

hem eski normale dönemeyiz

üstelemeyin kardeşim

bazı kelimelerin kalbimi ziyaret etmek istemediğini öğrendim



daha hızlı soğuyan şeylerin ortasında

hissizleşmiş parmaklarımla sevmeyi

bir cümle sanarak dudaklarınızdan çıkan kelimeleri

bir gerçeği daha kucaklamayı öğrendim



çünkü gecenizin bir vakti

çocukluğunuzdan esrik,

yani kötülük diye tanıtılan siyahtan kallavi

altı çizili iki kelimenin az önce dünyaya küstüğü

asabi bir dönemeçteydim