Ne kadar zavallıyım şimdi

Annem binbir yol ötede

Önümde ertelenmiş iki mezar

Benimkiyle üç

Bir de ayna

Kendime bakabilmek için

Günden güne eritilmiş kemiklerimi...

Hayır, zihnimi görebilmek için


Genelde ya ağaçtan ya yağmurdan ya da hüzünden ilham alırım

Ne huzurlu bir sıkılmışlık

Çırpınıyorum

Kelimeler boynuma dolanıyor

Şahmeran göndermiş yılanlarını

Aynaya yöneliyorum bilerek

İkinci darbeyi indiriyorum insanlık adına

Kendilerinden korkutuyorum

Hemen kaçışıp gidiyorlar

Zehirleri kursaklarında kalıyor 

Ne aptallar!


Uyanıyorum 

Sigara dumanları

Karşımda birinci mezar

Örüklerinin arasında dolaşıyordur belki ölüm meleği

Sevinmeli miyim? 

Neyse ki örülecek kadar uzun değil

Başka nerelerden dolaşabilir

Şimdilik sanki hiçbir yer


Hepimiz adayız 

Kızar mı ölüm meleği

Baş harfini büyük yazmadığım için

Sanmasınlar ki dinsizim

Böceğe kıyamam herkes bilir


Ağaç, yağmur ve hüzün

Üçü de var 

Yanına bir kitap ve bir kahve de benden!

Ey Ölüm Meleği, Şahmeran ve benim güzel yağmurum

Şimdilik iyiyim, hoşum, güzelim

Sizleri seviyorum

Hepinizle görüşmek istiyorum

En çok yağmurum...


Keyfim yerinde

Kulağımda Dream A little Dream

İyi ki varmış Laura Fygi