yağmur yağar ve siler insanoğlunun günahlarını

kenar mahallelerden mazgallara yağmur damlaları koşar 

okyanusa kavuşacak gibi görkemli

okyanusla bir olacak gibi tutkulu hissederek

tanıdık bir rüzgar kıpırdatır bodur ağaçları

kafesinden özgürlüğe bir kuş kaçar

göğe ulaşınca cevabını bulacak gibi

gökle bir, bir ses, bir melodi olacağına güvenerek

sokak lambaları insan olmanın boyutluluğuna gölge düşürürler

yollar uzar ruhları ayırır birbirinden makinalar

kimse çıkarmaz sesini

defterinin sayfaları yiter bir kız çocuğunun ve ağlar

unutur kim olduğunu şeytanın, rüyasına girdi mi korkar

kimse çıkarmaz sesini

masallar yiter ağızlardan, kaybolurlar

uzak diyarlar kaybederler kendilerini ve bir bankta uyuya kalırlar

yine de

kimse çıkarmaz sesini