Günah işlerken yüzü kızarmayan ben;

Dualarımda seni istemeye,

Seni dilemeye utanır oldum Tanrıdan.


Kaç akçe versem şeytanın kızıl ellerine,

Günahlarımı bertaraf eder,

Hiç mi hiç gerçekleşmeden.


Kaç yalvarış dolu cümle kursam Tanrıya,

Bu pişmanlıktan azad edipte beni,

Kurtulurum engin karanlığımdan.


Bir ölü, mezarda yüz çiçek açtırır,

Kaç çiçeği gömmeliyim ki mezara,

Dirilsin bir ölü aşkımdan?


Kainat döneli, epey oluyor azizim,

Kaç yıldızı bahşetmeliyim ki ruhuna,

Çıksın bu sonsuz karanlığım aydınlığa?


Dinlemedim hiç merhamet dileneni,

Şimdi kimden dileneyim ulvi merhameti,

Ki bahşetsin merhametini yaşlı zihnime?


Geceler. Geceler...

Dört duvarı bana ayna eden geceler,

Aynada gördüğümü bana düşman eden geceler.


Sevabı bahşetmeden Tanrıya eyledim,

İnsanlığı hiç mi hiç sevap bilmedim,

Şimdi bir dileğim var,

Yüce bir dilek yaşlı yüreğimde,

Şimdi eski defterlerin borcunu,

Utanmadan, Tanrıdan nasıl dileyeyim?