Esneklik?


Bedenimin, ruhumu kabullenip ayaklarına kapanması gereken meseleler var. Uçuruma bakıyorum ama Nietzsche haklıymış: " Uçurum da bana bakıyor." Ya da belki haksızdı. "İnsanlara saygın sonsuz ama sabrın sınırlı olsun." diyen Dostoyevski. İnsan kendine sonsuz sabır barındırmalı.(?)


Ben şimdilerde kabullenişteyim "Dağlara biz vermiştik morluğunu." diyen Adnan Yücel de mi haksızdı? Belki de o "biz" kelimesinde ben yoktum. Dağlara çağırıyor halbuki tüm sevdiğim şairler, ruhlar. Kendimi gün aymalarından mahrum bırakmalarım mı sebep oluyordu?


Bir ihtimal daha var mı gerçekten? Ama ben aslında meselenin gözümün önünde olduğunu biliyorum da sanki bir çeviri yapmam gerekecek Alan Turing gibi. Belki benim de kendi "Moonlight Sonata"mı yazmam gerekecek. Ruhunu görmek, kör bir kız çocuğuna ay tasvir etmek gibi olmalıdır. (?) 


Ben şimdilerde parçalara ayırıyorum tüm duygularımı belki de artık onları birleştirme zamanı gelmiştir. 


Turuncudan siyaha...