Köhne bir ev düşlüyorum merdivenleri, basamakları durmaksızın çoğalan, demir kapısının boyası soldan sağa yukarıdan aşağıya soyulmuş, çizilmiş bir yerlerden kovulmuş, mahcup ve mahkum bir kadını andıran odaları bir bilemedin iki kapısı var. Bilemedim, var gibi bu sanki üşüşen zamansız ayazlardan, üşüyen yürek kapısızlığının aynalığı. 1. Bir şiir hep köhnedir ne bir istasyon ne bir durak mesafesi

bir ev hep köhnedir, bu ev köhnedir, bu evi bilmek köhnedir, düşlemek de.

Her yaz bitimi mi bilmem, gırtlaklara yapışan yavru yumrular büyür.

Bu ev de bazen büyür ve büyür bir evin yumruları en köhne yerde, rutubetli duvar diplerinde. 2. Bir şiir hiçbir şeyi unutmaz, bir evin taşınmak yalnızlığını boğazında taşıyan bir çocuk da

Göç etmek köhnedir, o ev köhnedir, evdeki incecik gözyaşları da.


Hiç tıklanmayacak bir kapıyı düşlüyorum hiç sevişilmemiş bir yatağı, hiç susulmamış bir ayna karşısını, benden bin tane gibi bekliyorum bir duvar dibinde, ben bir nem tortusu. Köhnedir bir evde rutubet kalmak korkusu. 3. Bir şiir beklemekten yorulmaz.

Yorgunluğum köhnedir; ellerim, tırnaklarım ve zaman

Şimdi hiç olmayan bir evde kendimi bekliyorum, kendim: Evi bulamıyorum.