FARELER VE İNSANLAR ROMAN ÖZETİ:

KARAKTERLER:

George Milton: Romanın ana kişilerindendir. Lennie ile arkadaşlık eder. Çiftliklerde hep beraber çalışmışlardır.

Lennie Small: Romanın ana kişilerinden biridir. George ile birbirlerinden başka kimseleri yoktur. Akli dengesi bozuktur yumuşak ve tüylü şeylere hastalık derecesinde bir düşkünlüğü vardır

Candy: Bir çiftlikte elini kaybeden ve çalışabileceği günlerin sonuna yaklaşan işçidir. Lennie ve George’un hayallerinde ortak olmak ister. En yakın dostu olarak herkesin nefret ettiği yaşlı bir köpeği vardır.

Curley: Patronun kavgacı oğludur. Boksta çok iyidir. Karısını kıskanır, bu nedenle de Lennie’den hoşlanmaz. Kavga ve dövüşle sürekli kendisini kanıtlama ihtiyacı hissetmektedir.

Curley’in Karısı: Romandaki tek kadındır. Bir adı yoktur çünkü yalnızca “kadın” imgesini canlandırmak için vardır. Hakkında tek bilinen genç-güzel ve gözü dışarda olduğudur.

Slim: Ustabaşıdır.

Crooks: Çiftlikteki (aynı zamanda romandaki) tek siyahi işçidir. Romanda onunla ilgili sırtının kambur olduğu detayı verilir. Her zaman yalnız olan ve diğerleri gibi bir baraka yatakhanede kalmaz, kendine ait odası olan tek işçidir.

Carlson: Candy’nin köpeğini öldüren çiftlik işçisidir.

Patron: Çiftliğin sahibi ve aynı zamanda Curley’nin babasıdır. Bir adı yoktur.

Clara Teyze: Lennie’yi evlatlık alan kişidir. O öldükten sonra Lennie ortada kalmıştır.

 

ÖZET:

 

Fareler ve İnsanlar kitabı;

Nobel Edebiyat Ödüllü yazar John Steinbeck tarafından kaleme alınmış ve 1937 yılında yayımlanmıştır. Dünya Edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul gören novella (kısa roman)dır. İki çiftlik işçisi ve yakın arkadaş olan George Milton ve Lennie Small’ın hikâyesi anlatılmaktadır. Lennie iriyarı uzun boyuyla güçlü bir adamdır ve çiftliklerde her işi yapabilecek güce sahiptir ama akli dengesi bozuktur iri vücuduna rağmen bir çocuk aklı taşır ve öyle davranır. George ise daha kısa boylu uyanık ve zeki bir adamdır, Lennie ile beraber çalışır sürekli Lennie’ye ne yapıp ne yapmaması gerektiğini söyler. Lennie farelere ve yumuşak şeylere çok düşkündür fareleri alıp okşar cebinde taşır ama fareleri severken sürekli öldürür. Lennie çiftlikte çalıştığı bir gün bir kızın elbisesine dokunur ve kızı korkutur. Kız bağırmaya başlayınca Lennie korkar ve o panikle kızı bırakmaz. Kızın çığlıkları ortalığı ayağa kaldırdığı için etraftakiler olaya dâhil olur ve iki arkadaş çiftlikten kaçar. Bütün geceyi bir sulama kanalında geçirirler. Kaliforniya’da bir çiftlikte işçi alındığı haberini duyarlar ve yola çıkmaya karar verirler. Bindikleri otobüsün şoförü kendilerini kandırır ve yarı yolda bırakır. Çiftliğe ulaşmak için bütün yolu yürümeye karar verirler. Yeni çiftliğe gitmeden bir gece önce bir göl kenarında mola verip uyumaya karar verirler Lennie George’ye hayalini kurdukları çiftliği anlatmasını söyler. Onların hayali kendilerine ait bir avuç toprak, iki odalı bir ev, kendi hayvanlarının olduğu bir bahçedir. Bu yüzden kendi toprakları olana kadar çalışıp para biriktirmeleri gerekir. Bu hayalde Lennie’nin çok sevdiği için tavşanlar da vardır. Hatta hayalde George o tavşanlara bakmasına izin bile vereceğini söyler ve bu hayalle uyurlar. George gittikleri yeni çiftlikte Lennie’nin konuşmamasını ona ne derlerse hiçbir şekilde cevap vermemesini tembihler. Çiftlik sahibinin akli dengesi yerinde olmayan birini işe almayacağını düşünür. Fakat Lennie’nin güçlü ve kuvvetli cüssesi onun işe alınmasına sebep olur.

İşe başladıkları gün patronun çelimsiz ve her şey benim diye geçinen kısa boylu oğlu, kendinden iri yarı olan Lennie’den hoşlanmaz. Curley kısa ve çelimsiz olmasına rağmen herkes tarafında güçlü biri olarak görülür ve gücünü kanıtlamak için özellikle ondan iri kişilerle kavga eder. Bu durumun farkına varan George ise Lennie’yi Curley ile kavga etmemesi konusunda uyarır. Lennie’nin tek istediği hayalini kurduğu çiftliğe bir an önce kavuşmaktır. Her iş değişikliği onun bu hayalini erteleyeceği için patronun oğlunu sevmese bile onunla iyi geçinmeye çalışır. Yeni çiftliğe geldiklerinde onlarla ilk konuşan kişi temizlik işlerini yapan bir elini bilekten kaybetmiş olan Candy’dir. Candy onlara Curly’e bulaşmamalarını tembih eder. Candy’nin yaşlı, gözleri görmeyen ve çok kötü kokan bir köpeği vardır. Köpeğin kötü kokmasından rahatsız olan çiftlik halkı köpeğin artık vaktinin geçtiğini vurulması gerektiğini düşünür ama Candy köpeği öldürmek istemez çünkü onu daha küçücükken almış bu zamana kadar büyütmüştür. Yavaş yavaş yeni çiftliğe alışan Lennie ve George sorunsuz günler geçirirler. Curly’nin karısı sürekli bir şeyleri bahane ederek işçilerin barakasına gelir ve onları etkilemeye çalışır. Çiftlik çalışanlarından birinin köpeği yavrular ve bir yavruyu Lennie’ye verir, Lennie o kadar sevinir ki yavruların olduğu ahırda uyumaya başlar. Herkes Lennie’nin akli dengesinin bozuk olduğunu bildiğinden kimse bunu yadırgamaz. Kalan işçiler yatakhanede kâğıt oynamaya devam ederken çiftlik çalışanlarından biri yatakhaneye gelen kokan köpeğin artık vurulması gerektiğini yeniden söyler Candy’e fakat Candy kabul etmez kalan işçiler de köpekten rahatsız olduklarını söyleyince bunu kabullenmekten başka çaresi kalmadığını düşünür ama köpeği ben vuramam der, çalışanlardan biri bunu senin için ben yaparım, kafasının arkasına bir kurşunla bitiririm işini acı da çekmez, böylece sen daha az üzülmüş olursun diyerek köpeği götürür ve vurur… Yatakhanede Lennie, George’a yeniden hayalleri olan çiftliği anlatmasını ister George da ezberlenmiş cümlelerle yine aynı hikâyeyi anlatır o sırada hikâyeyi duyan Candy böyle bir hayalleri varsa onlarla gelmek istediğini elindeki bir miktar parayla da destek olacağını, temizlik yapabileceğini onların bulaşıklarını yıkayabileceğini söyler. Çünkü Candy artık yaşlandığını ve yakında kapıya konulacağını düşünür. Hayal artık iki kişilik değil üç kişilik olmuştur. Bu konuşmalar geçerken Curly, yatakhaneye girip her zaman olduğu gibi işçilere karısını görüp görmediklerini sorar. İşçiler görmediklerini söylerken Lennie kendi hayalini düşünerek gülümser ve Curly ona güldüğünü düşünerek kavga çıkarır bu kavgada Lennie Curly’nin elini kırar. İşçiler olanları kimseye anlatmayacaklarını söyleyince Curly Lennie’yi kovmaz, Curly elini bir makineye sıkıştırdığını söyler herkese. Daha fazla nefret kazanan Lennie yavru köpeklerle vakit geçirir. Yavru köpeği severken onu da yanlışlıkla öldürmüştür.

Çiftlikte her şey yolunda gibi görünmüş olsa da Curley’in karısı işçilerin peşinde dolaşmaktadır. Bu genç ve güzel kadın çiftlikte yaşamak istemez. Kocasını sevmez ve erkeklerin ilgisini üzerine çekmek için elinden geleni yapmaktadır.

Çiftlikte her şey olağan seyrinde devam etmektedir. Curley’nin karısı bir gün Lennie’nin yanına gelir ve onu yakından tanımak için sohbet etmeye başlarlar. Lennie öldürdüğü yavru köpeği samanların arasına gizlemeye çalışır, Curly’nin karısı ona ne yaptığını sorar ve Lennie olanı anlatır kadın da bunun için üzülmemesi gerektiğini söyler, Lennie yanlışlıkla olduğunu yumuşak şeyleri çok sevdiğini söyler, kadın da ona saçlarının çok yumuşak olduğunu söyleyerek Lennie’nin elini saçlarına götürerek dokunmasını söyler.

Lennie kadının saçlarını okşamaya başlar. Bir süre sonra kadın saçlarını okşamayı bırakmasını söyler ve bağırmaya başlar. Lennie paniğe kapılır ve kadına sımsıkı sarılır. Bu esnada kadının boynu kırılır ve ölür. Lennie olaydan sonra kaçar. Curley karısının cesedini bulur ve bunu Lennie’nin yaptığını anlar. Çiftliktekiler silahlanır ve peşine düşerler. George, Lennie’yi diğerlerinden önce bulur. Onun yanına oturur ve her zaman olduğu gibi hayallerini anlatmaya başlar. Lennie hayalleri dinler ve bir yandan ağlayarak George’un başını hep belaya soktuğunu söyler. Diğerlerinin yaklaşmakta olduklarını seslerinden anlayan George çiftlik çalışanlarından aldığı bir silahla can dostunu öldürür.

“Sahibi onu başkaları öldürdüğünde daha büyük acı çekmişti.”

 

ROMANIN ETİK İNCELEMESİ:

Bu kısımda iki nokta üzerine durulacaktır. İlki Lennie ve George arasındaki arkadaşlık çıkara dayalı bir arkadaşlık mı? İkincisi Lennie ve George katil mi?

Birinci soruya cevap olarak George ve Lennie arasında arkadaşlıktan daha öte bir ilişki mevcut, öyle ki George hiç inanmadığı bir hayali (kendi çiftliklerinin olması hayalini) gerçekleştirmeye çalışıyor gibi durur. Bu arkadaşlığın çıkar ilişkisi gibi görünmesi olağandır ama Lennie, George olmadan herhangi bir çiftlikte çalışabilir miydi? Ya da George, Lennie olmadan daha rahat bir iş bulup belki daha önceden çalıştıkları çiftlikten atılmadan-kaçmadan devam edebilir miydi? Deontolojik olarak George ahlaklı bir bireydir, öyle ki kendisine zorluk çıkaran birini ne kadar aşağılasa, ne kadar başına dert açsa da Lenni ile bir yaşam devam ettirmeye çalışır, bir eylem; çıkar ve beklenti içinde yapılmışsa bu eylem ahlaki değildir fakat bir eylem ödev duygusu içinde bir beklenti olmadan koşulsuz buyruk ile yapılmış ise ahlakidir. Tıpkı romanda George’un bahsettiği gibi Lennie’nin teyzesinin, Lennie’yi ona emanet etmesi, ona göz kulak ol diye vasiyet etmesidir. O zaman George için Lennie ile yoluna devam etmesi bir ödevdir, bunu bir yükümlülük olarak görebilir. Bu koşulsuz buyruk yerine getirildiğinden George çıkarcı değil, ahlaklı biridir. Kitabın sonunda George Lenni’yi diğer işçiler bulmadan bularak öldürür, buradan bakınca George katildir ama kitapta da değinildiği gibi çiftliğin diğer işçileri Lennie’yi bulduklarına ona işkence etmek istiyor, hatta bağırsaklarını dökmek istiyordu. George ise daha o işçilerle Lennei’yi aramaya çıkmadan önce onun yarım akıllı olduğunu Curly’nin karısını bilerek öldürmediğini söylemiştir, hatta belki Lennie’yi bir yere kapatırlar ya da hastaneye gönderirler düşüncesiyle diğer işçilere fikrini söylemiştir. Peki, George neden o zaman Lennie’yi bulduğunda kaçmasına yardım etmek yerine öldürmeyi tercih etti? Ya da neden bırakmadı da diğer işçiler Lennie’yi öldürseydi? Burada aklımıza Candy nin yaşlı ve kokmuş köpeği geliyor, Candy köpeği öldüğü için üzülmüştü ama köpeği kendisi öldürmediği için daha fazla üzgündü. Çünkü işçilerin hepsinin köpeğin ölümünü isteme sebebi sadece kokuyor olmasıydı, köpek ölürse bir daha böyle bir eziyet olmayacaktı, hatta ondan en nefret eden adam öldürmüştü köpeğini, bu noktadan bakınca köpeği öldüren adamın niyeti sadece köpekten kurtulmaktı. Deontolojik açıdan köpeği öldüren adam ahlaksızdır çünkü niyeti sadece köpeğin ölmesiydi. Peki eğer köpeği işçi değil de Candy (köpeğin sahibi) öldürmek isteseydi Candy de ahlaksız olur muydu? Hayır, Candy’nin köpeği öldürme motivasyonu ile işçinin köpeği öldürme motivasyonu aynı değildi, Candy köpeği acılarına son vermek belki de bu kötü yaşamdan kurtarmak isteyecek, bu nedenle öldürecekti köpeğini. Bu yüzden eylemin ardındaki niyet işçinin niyetiyle aynı olmadığından Candy ahlaksız olmayacaktı.

Aynı şey belki de George için bakıldığında da öyleydi, arkadaşının acısız ve çabuk ölümünü istemiş onu diğer işçilerin eziyetinden kurtarmıştı. George’un yaptığı doğru değildi ama Lennie için en iyisini yaptığını varsaydı, kendince haklı nedenleri vardı. Tıpkı Candy gibi Lennie’yi başkası öldürürse hem Lennie daha çok acı çekecekti, belki de George daha çok üzülecekti. Deontoji, ahlaki davranışı haklı nedenlerine dayalı olarak değerlendirir.

Teleolojik kuramdan bakıldığında George’un Lennie’yi öldürme eylemi, eylemin iyiliğine-kötülüğüne ve doğru-yanlışlığına bakılmaksızın ahlaki değildir eylemin sonucunda biri ölmüştü ve bu kimseye bir iyilik getirmemişti, George da katil olmuştu. George, Lennie’yi öldürme nedeni olarak yukarıda bahsettiğimiz Candy’nin köpeğinin başkasının elinde değil, sahibinin elinde ölmesi gerektiği gibi yaklaşım savunulabilir fakat bu durum aklımıza ötenaziyi getirir. Lennie, kesin bir şekilde ölecekti, çiftliğin diğer sakinleri onu öldürmeye kararlıydı; George, Lennie’nin başkalarının elinde acı çekerek ölmesini istemedi. Tıpkı çaresi bulunmayan, acılar içinde kıvranan insanların kendi (ya da yakınlarının) isteği halinde ötenaziyi kabul etmeleri gibi. Aristoteles etik görüşünde mutluluk üzerine konuşurken acınacak şekilde ölen insanların mutlu sayılamayacağını söylemektedir. Yani Lennie mutlu bir ölüm mü yaşamıştır? Aristoteles’in görüşüne göre evet, Lennie mutlu bir şekilde öldü, hatta kitapta bahsedildiği gibi George’un çalılığa gelmesi bile onu çok mutlu etmişti, aynı şekilde George’un Lennie’nin ensesine silahı dayadığı anda George, Lennie’ye hep hayallerini kurdukları çiftlikten bahsetmesini ister; hayvanlarından, topraklarından, Lennie’in çok sevdiği tavşanlardan. Bu açıdan bakıldığında evet Lennie acısız ve mutlu bir şekilde ölmüştür.

İkinci olarak Lennie katil miydi? Lennie akli dengesi yerinde olmayan cüssesine göre bir tutum sergileyemeyen bir adamdı, fareleri ve yavru köpeği öldürmesi teleolojik olarak onu katil yapıyor. Teleoloji, ahlaki davranışı sonuçlarına göre yargılar bunun sonucunda Lennie ahlaksız bir katil oluyor. Fakat deontolojik olarak Lennie, ne fareyi ne yavru köpeği ne de çiftçinin karısını öldürmek istememişti; onları sadece okşamak, sevmek istemişti. Bu eylemin altında yatan sevme iyi niyeti Lennie’yi sonuçtan bağımsız olarak ahlaksız yapmıyor. Bu noktada eylemi gerçekleştirenin niyeti bizim için öncelik oluyor. Ahlakın kendisi ve özü değişmez, doğru olan eylem iyi olan eylemden bağımsızdır. Sonuca göre değil, eylemin arkasındaki niyete bağlıdır ahlaksal değer…