Öyle lanet bir yüzyıla denk geldik işte. Kimin umurunda dünyanın çirkinliği? Kim düşünüyor yarınlarımızı? Güvenimiz kalmadı hiçbir şeye, kendimize dahi. Güzel bir habere hasret kaldık sadece. Güçlü olanın güçsüzü korumasını alkışladık günlerce, yardımı güçsüzden çaldığını görmeyince. İnandık tabii tüm pembe yalanlara, ne olup bitiyor bakmadan ardına. Herkes kendi etik sistemini oluşturdu bir bakıma. Başa gelmeyen ihaneti bile göz ardı ettik hatta. Canlarını veren insanlar, sonsuzluğa. Öyle acı bir tat kaldı geriye. Tüm olup bitenlerden sonra kaldırınca başımızı... Biliyorsun zaten. Önce terörist olduk, sonra darbeci. Bir öğrenciyken daha, ne halimiz ne hayalimiz... Yine bitti bir gün daha. Öyle böyle vurdular boynumuzu, ezmeye çalıştılar dik duran başımızı. Bakmadılar 20 olan yaşımıza! Utanmadan yığdılar üstümüze utanılacak tüm etiketleri. Öyle lanet bir yüzyıl işte. Suçlu mu bakmadan güçlüye verildi hak. Sesi gür çıkan kazandı daima. Bizden öncekiler gibi sonumuz, bozamadık bu pislik düzeni. Yine de yitip gitti mi inancımız? Hayır. Tek biten gençliğimiz oldu, feda olsun. Biz hâlâ inanıyoruz ki tüm şehir aydınlanacak ışığımızla. Gün gelecek ve zulmedenler kahrolacak. Kar tutmuş dağların ardından yükselecek güneş, hepimiz için. Çok yakın bir gelecekte gerçekleşecek, inanın. İnanın diyoruz hepinize. Bizler, güneşten önceki son karanlığınız. Bir inanç uğruna yanmak güzeldir ama gaddara başkaldırmak şereftir.