Bir avuç yalnızlığın parmaklarından akan susuzluğun

Öylece terk ediyor şimdilerde herkes seni.

Çeşmelerce suyu kendi kendine taşısan da

Dışına akan su senden fazla gelir.


Yalnızlığın ki taşlardan minareler yapmışsın

Yıkılıvermez bir ah demeye.

Yine de altında kalırsın özenle dizdiğin taşlarının

Ama yaşamak, ölmemek değil bilmelisin.


Kuytularda sakladığın bir sürü söylenmedik kelimen var

İçini dökme hakkı bile verilmemiş ki sana.

Tek başına yürümüşsün bastırdıklarına takıla takıla

Yorgunsun ama çabasından öp kendinin.


Tablolar asmışlar duvarlara en sevdiklerin

Hiçbiri senin en sevdiğin renk değil.

Yalnızlık, bir fırça renge susuzluğun şimdi

Darbelerin hiçbiri tabloya değil, senin için.