Belki de insanlığın tanık olduğu -psikolojik bağlamda- en zor çağın, çağımızın kolektif buhranının ve insan olmanın gittikçe nasıl/neden zorlaştığının oldukça içten ve çaresiz bir özeti gibi geliyor bu tirat bana. Bizim büyük çaresizliğimiz...
İyi seyirler.

"Birinin sabahları bana ne giyeceğimi söylemesini istiyorum. Her sabah. Birinin bana ne yiyeceğimi, neyi seveceğimi, neyden nefret edeceğimi, neye öfkeleneceğimi, neyi dinleyeceğimi, hangi müzik gruplarını seveceğimi, ne bileti alacağımı, ne hakkında şaka yapıp yapamayacağımı söylemesini istiyorum. Birinin bana neye inanacağımı, kime oy vereceğimi, kimi seveceğimi ve bunu onlara nasıl söylemem gerektiğini söylemesini istiyorum. Sanırım sadece birinin bana hayatımı nasıl yaşamam gerektiğini söylemesini istiyorum Peder. Çünkü bu zamana kadar sanırım hep yanlış yaşadım. İşte bu yüzden insanlar seni hayatlarında istiyorlar çünkü sen onlara bir şeyleri nasıl yapmaları gerektiğini söylüyorsun. Sadece ne yapmaları gerektiğini ve bunların sonuçlarını söylüyorsun. Senin saçma zırvalarına inanmasam ve ne yaparsam yapayım hiçbir şeyin bilimsel bir fark yaratmayacağını bilsem bile hala korkuyorum. Neden hala korkuyorum?"
Phoebe Waller-Bridge