Zihnimde dağınık halde dolaşan, ayrı düşmüş kelimelerin yollarını kesiştirip düzgün bir hale getirmek istiyorum. Kim bilir belki kafaları uyuşur, iyi anlaşırlar ve bir paragraf dünyaya getirirler. Aklımdaki bu kelimelerin bir nevi var olma çabasına müşahede ederken ben

Sonu birinci tekil şahıs ile bitsin istemiyorum cümleler


Görüyorum, yatıyor. Henüz uyumamış. Uyuyup uyumadığını göğsünün hareketlerinden anlıyorum. İzliyorum, izlediğimden haberi yok. Ama bihaber olduğu en önemli şey bu değil. Aklında benim onu şiddetle arzuladığıma dair en ufak bir fikir tohumu yok ki ona gözüm gibi bakıp suyunu eksik etmeyeyim, balkonumun pek müstesna bir yerinde büyüteyim. Yapraklarını okşayayım, çiçeklerini öpeyim.

- Kim bilir belki kaderinde bir çınar olmak vardır.


Artık uyumuş olmalı. Arzularım tensel mi? Fiziksel mi yani tüm bu isteğin temeli?

Eğer öyleyse bu isteğe ne demeli?

Ket vurup etmeli mi ona dünyayı dar?

Yoksa kamçılamalı mı gittiği yere kadar?

Nereden düştüm bilmiyorum bu dipsiz çukura

Psikanaliz demiş biri bu pek iradesiz uçkura


Sevgili Freud'a göre 'return of the repressed'

İyisi olabiliyorken olmalı arzularla mest