I. Nemrut'un İğdesi
Nefrete saik olacak bir bilinçsiz taksir sonucu zuhur eden sancılar armağan etmeyi dilerdim, rayihadan yoksun iftira kokan ağızlılara. Tarafımca uğradıkları hezeyanı ensesine astığım bronz kaplama çelik bir halatla taçlandırır, boyunlarını büker, suretlerini bozar, yüzlerini düşürürdüm, pare pare… Ancak o vakit vicdanımı arındırmak için çitilerdim kalp çeperimi, kanlı zaferimin buruk gözyaşlarıyla yoğrulmuş bakırdan keseyle. Fakir duygularınıza sadaka niyetiyle verdiğim sevginin karşılığı, sırtıma saplanan 12 kalibrelik fişekler miydi? İhanetin sonradan öğrenilmediğini, kalıtsal bir miras olduğunu ortaya koyuyor varlığınız ve yaptıklarınız. Zira sizler okumaz, izlemez ve dinlemezsiniz. Zevk çukurlarında balçık eşelemektir yegâne marifetiniz. Özgürlüğüme kastettiniz! Canıma kastettiniz! Umutlarıma ket vurdunuz! Güvenimi öğüttünüz taş değirmenlerde...
II. Sürreal Prangalar
Her kırmayı başardığın kilidin ardından aralanan kapı, öncekinden daha geniş bir hücreye çıkarıyor seni. Bu noktada vazgeçmek erdem değil, ahmaklıktır. Bireysel hücrenin penceresine eşit aralıklar ile sıralanan parmaklıkların arasındaki mesafe kadar özgürsün. Ezici varlığın bıraktığı tahribatın azınlık mağdurları, kusursuz dengenin bir parçası olduğuna inandığından sessiz kalır zulme. Tarihin ünlü şizofrenlerinin kaleminden çıkan cehennem, günümüz dünyasının yanında termal kaplıcalardan farksız olduğundan, sessiz kalanlar sorgulamaktan acizdir. Onlara göre yeryüzüne sahip ve ait olmadığımızdan, ibadet harici yapılan her eylem, yaratıcının doksan dokuz ismine açıkça tacizdir. Din, ilkel dürtülerine söz geçiremeyen güruhun tasmasıdır.
III. Keçi Ağzından Bir Parça Buyruk
Kudretimi harlamak adına karşımda yellenen gövdeler, bozardı saflarını vadetmeseydim kara ters üçgenleri. Size sesleniyorum! Oğlanlar; kuyruklu tomurcuklarınızı filizlendirin sıska saksılarda. Doyurun karnınızı taze kanlı meyvelerle. Şüphesiz ki, biz sizi öldürmek için yarattık! İtaat ile dövülen kılıçlar yaralayabilir ancak gırtlağınızdaki irinli çıbanı. Yutkunabilseydiniz lanetinizi, hazmedebilirdiniz. Ancak söküp almalısınız boğazınızdaki âdem elmasını. Minyatür panikler ardına saklanmayın ve çizgileri aşmaktan çekinmeyin. Sırlarınızın alçak gönüllü muhafızı olarak buyruğumdur: vaizlerin haiz olduğu dogmalara kanmayın, ceninler kurban edin ilgi açlığından kıvranan yüce varlığa! Size sesleniyorum! Kuklalar; iplerinizi koparın, kırın kendinizi yönlendiren parmakları, merhamet etmeyin alçaklara!
Furkan Karah
2022-04-03T02:23:45+03:00@Madam Bovary, buhranlarım esnasında kaleme aldığım düşüncelerdi. Zihnimdeki kaosu yansıtmak istedim. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim :)
Madam Bovary
2022-04-03T00:50:59+03:00Bana biraz karmaşadan arındırılması gerekiyormuş gibi geldi. fakat güçlü, dolu bir metin. Kaleminize sağlık 👏🏻
Furkan Karah
2022-04-03T00:18:39+03:00@Rana Sezgin, çok teşekkür ederim :)
Rana Sezgin
2022-04-02T23:55:11+03:00Güzeldi. Kaleminize sağlık.🍀