Gece çöktüğünde ben de çöküyorum. Yorgun hissediyorum, biraz da tükenmiş ve umutsuz. Biliyorum, sabah olacak yine. Tekrar günaydın diyeceğim insanlara, bir şeyler yiyip dişlerimi fırçalayacağım. Belki aşağı inip yürürüm. Çok düşünüyorum. Her şeyi, herkesi, zihnimi boşaltamıyorum. Geçmiyor bu his. Öyle karamsar ki bu düşünceler, öylesine iğrenç ve öylesine gerçekçi ki, dayanamıyorum artık. Bütün bu endişenin, düşüncelerin arasında eziliyorum. Kimse duymuyor sesimi, bir kişi bile uzatmıyor elini, güzel bir söz söylemiyor. Ağlayıp sızlanmanın ne faydası var, sıkayım yumruğumu devam edeyim yoluma, desem de gece çöktüğünde tek başıma kalıyorum, sessiz ve karanlık, güçsüz ve acımasız. Çok yoruluyorum, çok üzülüyorum. Yalnızım, çok yalnızım. Dayanamıyorum işte, yazamıyorum bile. İçim içime sığmıyor, kalbim giderek hızlanıyor, nefesim kesiliyor. Ölüyor gibiyim, zaten kötüyüm son aylarda. Burnum kanıyor sürekli, ağzımda hep kan tadı var. Uyanıyorum tabii, anneme günaydın diyorum, samimi olabildiğin kadar. Babam nerede bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. O kadar yalnız hissediyorum ki kendimi, arkadaşlarım eksildi giderek, kız arkadaşım da dayanamadı bana, anlayışlı ve kibar biri değil miydim ben? Özür dilemek istiyorum herkesten, son kez sarılmak istiyorum ip elimdeyken.