Gece ikiden sonra verilen kararlar her zaman yanlış olmaz

Gece saat ikiyi iki kere çarptığı anda günah da olmaz

Gördüm elini, bu sefer büyük oynadım

Ve kırptım ruhumdaki eski bir havı kendimle geceyi çarpıp ettiğim kere

Yazamıyordum zira onun dilini

Biliyorum o da beni okuyamıyordu

Kaç kere keşfedemedik biz birbirimizi

Onu sayamadım

Artık sayamıyordum da zira.

Döktüm elimde ne varsa ortaya bir sayan çıkar diye

Ne kaldıysa elimde bir'den fazla eder mi?

Kaç para eder ulan biraz dökülmek, çokça dağılmak,

Kaçmak yüzyıllık bir dolabın altına

Bir yüzyıl da orada kalmak?

Ne kaldı elimde şimdi.

Kırptım kırık bir tırnak gibi takıldıkça acıtan o havı

Canım acımadı.

Ben şimdi kimsesiz mi kaldım?


Gece ikiden sonra acının hikayesi hep daha acı olur

Eğer bir apartman dairesinde oturuyorsanız daha da acı

Gördüm kendileştiğimi, komşuları uyandırdım

Yıktım bütün duvarları

Ve salonu balkona kattım

Dar geliyordu zira kendisi bana

Biliyorum o da kapatmıştı kendini arka odaya.

Evim kaç odalı onu sayamadım

Kaç oda gerek ulan bir evi yuva yapmaya?

Yapayalnız kaçla çarpılınca kalabalıklaşır, koşturur koltuk tepelerinde

Saklanır, ayakları görünür?

Yuttum varlığını acının

Boğazımdan geçmedi

Ben şimdi kaç kişi oldum?


Gece ikiden sonra soğuk bir dağ içinde soğuk bir demirdim, hatasız ve yalın

Gece saat ikiyi iki kere çarptığı anda balkon demirlerinin tadı hep farklıdır.

Gördüm dövülen bir demirin serzenişini

Ben, diyor, aslında bir vagon olacaktım ve kavuşturacaktım bekleyenleri

Taşları kırıp, rayları ezecektim, böbürlenecektim.

Oysa bu balkonda ıslanıp küçüldüm

Bir yüzde tatsız bir tat olarak kaldım

Tadını da beğenmedim.

Söyleyin ulan kaç para ederim bir hurdacı tezgahında,

Bir gözyaşı kaçla çarpılınca tadı tatsızlığıma karışmaz? 

Sildim yüzümü demirlere 

Tadım mı kaçmış oldu?


Gece ikiden sonra bütün çiçekler dağılmayı sevmeyebilir

Püf çiçekleri hariç

Onlar pay edilmeyi en çok gece saat ikiyi iki kere çarptığında sever

Yok olup yeniden başlamalı denen bir an vardır

Bulut bulut köpürmeli.

Yoksa hangi şair ister

Yumuşak bir bedende örselenmeden yok olmayı.

Bulsa iki mısra arasında bir yer yeniden açılır

Benzer püf çiçekleri birbirine

Benzer şairler de

Kaç kıta lazım ulan beni şair etmeye? 

Hangi kafiyenin uyumsuzluğu başıma musallat olan? 

Tuttum bütün şiirleri sana yazdım 

Sonra hepsini unuttum 

Beni okuyan oldu mu? 


Gece ikiden sonra bütün gece benimdir 

Gündüzler ayniyat olarak kalsın

Geceyi her şeyin tam vakti yapmak kaç gündüz eder ulan?

Seninle benim aramızdaki bu ışık kararsızlığı

Kütlelerimizi ayrıştıran 

İnanılmaz kendince ve durmak bilmez

Ben başkalarınca ve yer çekimi ağır.

Bıraksalar toslayacağız aslında bir duvara

Senin başlayıp benim bittiğim 

Senin bitip benim başladığım o ufuk çizgisi 

Kaç evrim eder ulan silinmek için? 

Bir toz bulutu yeniden patlayabilir mi? 

Olabilir miyiz bi'ihtimal,

Bence olamayız çünkü.

Var mısın belki de olmayışımıza?

Var mısın beni haksız çıkarmaya bir elmadan?

Ne münasebet

Sen en fenası bir ısırık al

Kaç günah daha eder ulan zaten hepsini eylemişsek?

Gece ikiden sonra verilen kararlar her zaman yanlış olmaz

Gece saat ikiyi iki kere çarptığı anda günah da olmaz

Bence

Sence?