Kendime oluşturduğum sınırlı alanda gecenin geçmesini bekliyorum. Yatağımdan dışarıya baktığımda kapkara gökyüzünü görebilecek kadar açmıştım panjurları. Bu kadar şımartabiliyorum kendimi. Aslında yapmak istediğim hiçbir şey yok gibi hissediyorum çoğunlukla. Bilmiyorum, bu gri dünyada kim neyi neden yapmak ister ki? Bazen kendimle olumlu konulara dair çelişiyorum ve bir şeylere heves ediyorum. Gerçekten içimde yatan isteklere ulaşmak için zaman zaman enerjim biraz olsun artıyor mu, yoksa sadece bize dayatılan güçlü olma fikrine yenik mi düşüyorum emin değilim. Hadi diyorum, çalış, kitabını bitir, yeni insanlar tanı, eğlen veya bambaşka yerlere göç et. Kulağa çok güzel geliyor. Lakin çoğunlukla bunları düşünmekle yetiniyorum, içimdeki iştahsızlık bitmek bilmiyor.


Gece bir anda aydınlanıyor, hayır, güneş doğmadı. Uzaklarda bir yerlerde şimşekler çaktığını görebiliyorum. Bir anlığına her yer bembeyaz oluveriyor. Derinlerden gelen gök gürültüsü o kadar hoş ki her seferinde beni yıllar öncesine kadar götürüyor. Sanırım benim için değişmeyen nadide şeylerden biri bu. Duyduğum en güzel müzikten de öte. Uzaktan bakınca sadece bir gürültü, oldukça yüksek seslilerden hem de. Bütün canlılara bağırıp çağıran bulutlara benzetiyorum ben bunu. Özeniyorum da diyebilirim. Keşke ben de içimdeki olumsuzlukları bütün dünyaya bağırıp kussam, sonrasında da hayatıma devam etsem.. Ne bileyim, belki düzene otururdu her şey, içimdeki sonsuz iştahsızlık uçar gider de bir şeyleri ya da birilerini sevmeye başlardım. Gitgide saçmalıyor gibi hissediyorum saatler geçtikçe ve taslağa baktıkça. Zaten bu defa gerçekten de sabah oluyor gibi. Gökyüzündeki karanlık yerini koyu bir maviliğe bırakıyor. Fırtına güneşin önünü kapatmış olmalı. Yaşlı yıldız yine de bizi aydınlatıyor. İlginç bir şekilde yazının sonlarına doğru kendimi yeterince bağırıp çağırmış gibi rahat hissediyorum. Sanırım bugün daha normal olacağım. Her neyse, bir sonraki geceye kadar ne olacağından asla emin olamayız. Yine de sonunun aydınlık olacağını biliyoruz. Tabii sonrasında yine karanlık olana dek...