“Bir kitap kahramanı olsam yazar beni nasıl anlatırdı?”
Bu soru sessiz gözyaşlarımın arasında birden aklıma düşüverdi. Bazen öyle yapayalnız, öyle küçücük hissediyorum ki kendimi; bir kitap karakteri olsaydım sanki varlığım daha çok anlam kazanırdı gibi geliyor. Bilmem… Var olmanın dayanılmaz sancısı beni sanrılara itiyor belki. Kendimi çok ahmak, budala, ikiyüzlü, kötü kalpli, bir kitabın kötü karakteri yaptığım çok oluyor. Aslında o kötü diye nitelendirdiğimiz karakterlerden bir parça iz yok mu hepimizde? Ve iyilerden? İşin içine herkesi katarak vicdanımı hafifletmektir belki de amacım. Çünkü insan bir kitabı okurken en çok iyi karakterle bağdaştırır kendini, kendinden parçalar görmek istercesine okur onu. Hepimiz vicdan mahkemelerimizde temize çıkmak istiyoruz bir bakıma. Oysa başkalarının mahkemesinde çoğu zaman hüküm bile giymişizdir. Öyleyse kimin kürsüsü daha adaletli?..