Herkes bir şey ile başlar hayatta mülk edinmeye. Önce bir emzik olur bu sonra bir oyuncak. Bir kalem belki sonra havalı bir sırt çantası. Belki fiyakalı bir ayakkabı belki bir telefon. Lüks bir daire belki de önünde de bir araba neden olmasın? Asla sonu gelmez, aksine uzar gider bu liste. Bir şey isteyeceğini söyleyen birine pek de güvenmemek gerekir o yüzden.


Georges Perec'in ilk romanı olan Şeyler, 1960 Paris'inde yeni mezun bir çiftin düşledikleri hayatı kurma çabalarını anlatıyor. Jerome ve Sylvie aslında masum birer istekle başlıyorlar şeyler listesine. Ama asla ulaşamıyorlar o listenin sonuna. Paris'ten Tunus'a kadar arıyorlar hatta. Buldukları sadece çok uzun bir alışkanlıktan ibaret ve hiçbir şeyi olmayan yaşamları oluyor.


Perec'in dil konusunda Flaubert etkisi olduğunu düşündüren romanı, hem üslubu hem de konusu ile uzun bir etki bırakıyor. Yokluk kavramı ile tanışan bir insan, hayatı boyunca ne kadar çok şey isteyebilir ki?

Eşyalar değil bilgi sizinle olsun 🌸