Ecel terleri, bir bir atlıyorsa alnından,

Ateş içmiş gözlerin, parlıyorsa,

Yanıyorsa, buzulları eriten

Ruh kırıntıların,

Elbette dünyalısın.


Aradığını bulamıyorsan,

Bedenine hapsedilmiş ruhunu,

Bir türlü,

Parmaklıklar ardına atamıyorsan,

Elbette insansın.


Özgürlük diye yankı bulan,

O çığlıkların, cevabının,

Tanrı’dan geleceğine

Çoktan vardıysan

Elbette,

Dünyadan olmayan bir insansın.


Dünya dediğin ne ki?

Güzellikler yarım,

Gölgesi elbet gerçeğin.

İyi dediğin ne ki?

Yarım yamalak,

Senli benli cümleler,

Tanrıyı,

Kuluyla gücendirmeler...


Yılanlar adasına düşmüş,

Bir güvercinin günahı,

Yılana mı yazılır?

Adaya mı?

Yoksa her birini,

Yaratan Tanrıya mı?

Peki ya,

Kim kaldırır cenazesini,

Adaya düşmüş güvercinin

Yediği solucanların?


Kefaretini toprak mı ödemeli,

Ey insan günahlarının?

İnsan dediğin tek kelime ise,

Sen insansan, ben insansam,

Toprağa toprak gömenin,

Hesabını hepimiz mi vereceğiz?

İnsan dediğin birse eğer,

Hepimize mi yazar günahı kalem?

Yoksa parmak edilene,

İsmi kelam edilene mi?


Gerçek nedir Pir'im?

Öğrendiğin mi?

Öğrenip sandığın,

Siyaha, beyaza kattığın,

Sanılarla sarmaş dolaş,

Kelimelerin mi gerçek?

Ölümden neden korkar insan?

Kim demiş ölüm kötüdür diye?

Çığlık çığlığa bir hayat Pir'im,

Suskun bir hayattan,

Üstte kalır yanı nedir?


Gerçek nedir Pir'im?

İnandığın mı?

Yoksa tek gerçek yok mu?

Gerçek nedir Pir'im,

Gerçek sandığın mı?