Herkesin "Göğe Baktıran Şair" olarak tanımladığı Turgut Uyar ile başlamak istiyorum bubisanat yazılarıma. İkinci yeni şairlerinden olan Turgut Uyar, şiirlerinde karmaşık bir anlatım olduğunu kabul etmeyip çok açık, anlaşılır olduğunu öne sürmüştür lakin "Ben açık ve anlaşılır yazıyorum" dediği şiirlerini ilk okuyuşta kimse anlayamaz. Derin bir zihnin ürünleri olan şiirlerinde yoğun imge ve kimi zaman da sevgiyi iliklerinizde hissedersiniz. Kendisi sevginin ve mavinin şairidir, bir dizesini okuduğunuz zaman şiirin içine hapsolur kalırsınız, bazen de sadece durup kelimeleri düşünürsünüz. Burada neyi anlatmış olabilir diyerek saatlerinizi bile harcayabilirsiniz. Ben de kendisini "Göğe Bakma Durağı" şiiri ile tanıdım. İlk aldığım şiir kitabı da buydu. Beni şiire kazandırdı. Ne zaman başım sıkışsa, yalnız hissetsem kitaplarına sığınırım. 'Geyikli Gece' de soluklanır, 'Meymenet Sokağı' nda siyah şarapları yudumlayıp güzelliklerle sevişirim. Bir de 'Bitmemiş Şiirler' ini okusanız... Bunlar 6 adet bitirilmemiş şiirdir, ela gözlü bir sahibeye atfedilmiştir...


"Ben nasıl olsa sarhoş olurum

Başımda, gözlerimde, iliklerimde sevda.

Ne şarap, ne rakı bu başka

Hiçbir şey benzemiyor aşka.

Her ne zaman bir şarkı dinlesem, sevdalı

bir hoş olurum..."

(Bitmemiş Şiirler III)