Saksıya atılmış bir izmarit gibiyim

Rengi solmuş bir gökyüzü gibiyim

Göğe takılmış bir uçurtma gibiyim

Beklemeden gitmiş bekçi gibiyim

Boşuna kürek çeken sancı gibiyim

İşinden atılmış bir ilaç gibiyim

İçinden yaşayan bir insan gibiyim

Umutsuzluğa bağlanmış tanrı gibiyim

Köşe kapmaca oynayan çember gibiyim

İşe yaramayan bir beceri gibiyim

Yaşama ayak basmış bir cansız gibiyim

Parka dikilmiş mezar taşı gibiyim

Sessizliği kovalayan müzik gibiyim

Sudan zehirlenerek çıkan balık gibiyim

Yalnızlığa mahkum edilen tuzak gibiyim

Gülmekten ölen bir katil gibiyim

Geleceğe yelken açmış geçmiş gibiyim

Geçmişi ileride bırakmış döngü gibiyim

Gün içinde durmak bilmeyen şimdi gibiyim

Maziyi cebinde taşıyan zengin gibiyim

Yazmaya ara vermiş kalem gibiyim

Zararın sonundan dönen kâr gibiyim

Zamanın dışında kalmış düş gibiyim

Varlığını yokluğunla yaşatan an gibiyim

Dumanıyla boğulan bir ateş gibiyim

Uçmaktan yorulmuş bir kuş gibiyim

Geç doğan güneşe küsmüş çiçek gibiyim

Solmuş çiçeğe geç doğan güneş gibiyim

Kimsenin değilim, kendim gibiyim

Kendini sevdiklerinde bulan İhsan gibiyim