Bayındır kılmak istiyorum yokuşları
Nasıl güç devşirebilirim söyle
Kumbarasında kimsesizliğin kesif tonu
Karşılaştığım o çocuğa ne diyeceğim
Işığın yoksunluğa gark olduğu
Tenhanın kuytudan korktuğu
O sokaktayım işte
Bend zannettiğim benle
Kendimi unuttuğum bir öksüzlükle yüzyüzeyim
Elini sürme söz etme
Borcuma karşılık dökülüyor yüzüm
Yontulmaya devam etmeli bu mahcubiyet
Acı keder bilindik kelimeleri geç
Bu başka bir mertebe
Filizlendiği kayadan
Ve dahi senden de aşkın
Gel içine çekilmiş duran volkan
Gel girdabın şarkısı
Tut şu elinden rüzgarın
Kıtalar dolusu anlatacağım
Bak bir kır var orada
Çiçekler ne de sıradan
Orada işte gör o hüzünlü çobanı
İşte kederi yontan ve kaybolanı
Bir kez sana bildirmeden
Sızdım çekmecene
Sen saçlarında toka bildin
Ana rahminden beri
Ellerinin lezzetini bilmem bundan
Bildirmek yeğse de susmak ayaz
Durmuyor
Seni anlatmak telaşı
Hadi beni bırak bu boran coşsun
Lodos ve kıble yeli iki müttefikim
Yıldız tozu ektik tarlalara
Her sabah başaklar dolusu güneş
Toprağa inceden inceye sızsın