Zülfüne güneş düşmüş, tahtımda zambaklar oynaşır.
Bu nasıl yazgıdır,
Karalar, bahtımı dolaşır.
Ah! içimde bir kor var,
Gittiğindendir ellerim nâra bulaşır.
Ah ki ah! Bu nasıl avazdır, bağrımın taşları kanaşır.
Gitme ey refiki rah!
Sen, habire kanasan da yârsın.
Sevdadan taşan bin taneli narsın.
Ufkuma doğan belki güneş, belki aysın.
Sen ordularımda başsın.
Gitme ey canımın yoldaşı,
Sen müjganımda yaşsın.