Günlerden bir gün, her an her an gitmek çiçeği, Tabanlarındaki  nal tanrının lütfu, Gıpta etti sana yüreğimin dalgınlığı, Her an her an gitmek çiçeği                        Kaderim dünyaya yarıldı                                   Açıver gövdesinde ansızın...                     Şakaklarımda nasırlı baba beyazlığı,          İşte tam şuram da öyle anne,                 Bileklerime üflenen her an gitmek,             Bir çiçek damarlarıma, lütfu tanrının...                   Bilirsin gitmek çiçeği, hala içimizde mağara duvarları,                                 Hakikatin içindeki ambulans telaşı,             Tanrının lütfu her an gitmek,                   Şakaklarımdaki beyaz,                      Şimdi bir baba kalıntısı,                                                          Ne kadar beyaz isen,                        İçim de öyle anne karası...                   Sen her an gitmek çiçeği,                   Konar kalır sazımda türküler,                          Kaybın bulunuşu, tanrının lütfusun,         Değişmem yine de sebeplerimdeki yarayı,      Şakaklarımdaki beyaz salınıverse sonsuza,     Sen tanırsın bu sızıyı, mor bir dalgınlık sızısı,    O dalgınlıkla arşınlanan yol,                   Ardından yankılı mağara duvarları,              Duvarda bitilir mi, yaprağında bir anne karası,  Her an gitmek çiçeği, tabanlarındaki çatlak,     Kaderimin dünyaya yarılışı                         Tanrının lütfusun,                           Ansızın açıver gövdemde.