Olmadığım yerlerde olamamanın acısı canımı o kadar çok yakıyor ki olduğum hiçbir yerde mutlu olamıyorum.


Kendimi tanıyamıyorum. Çocukluk fotoğraflarımı gördükçe mutlu olmak yerine ağlamak istiyorum. Bu ben değilim diye söyleniyorum sürekli. Oturduğum yerde nefesim kesiliyor. Başladığım hiçbir işi tamamlayamıyorum. Yorgun hissediyorum ki hareket dahi etmeden oturuyorum, saatlerce. Olmadıklarımın ve olduramadıklarımın esiri olduğumu hissediyorum. Kendimde, kendime ait hiçbir şeye rastlayamıyorum. 


Annemi tanımıyorum mesela. En sevdiği yemek ne bilmiyorum. Nelerden korkuyor bilmiyorum. Huzursuz hissedince ne yapıyor bilmiyorum. Pilavı çok güzel yapıyor mesela ama ben pilava kaç bardak su koyuyor bilmiyorum. Babamı da tanımıyorum. Bir zamanlar gençmiş. Babası ölünce adam olmuş. İlk sigarasını kaç yaşında içmiş, dedemden ilk ne zaman azar işitmiş bilmiyorum. Ben ait olduğumu düşündüğüm her şeyde sadece misafirmişim.


Huzursuzum. Uyuyamıyorum. Okuyamıyorum. Bir şey yazamıyorum. Bir şey izleyemiyorum. Çok vasıfsız hissediyorum ve bu durum canımı çok sıkıyor. Ama sebebini de bulamıyorum. Gün geçtikçe kayboluyorum. Üstelik evin yolunu çoktan kaybettim.


Boşluğa düşmek değil de giderek boşluğa dönüşmek. Boşluğun içime dolduğunu hissediyorum. Uzun süredir mücadele ettiğim her şeye teslim oluyorum artık. Kafamın içinde güzel ezgiler değil siren sesleri çalıyor artık. Ben bu değildim ama artık kaybettim.