Sürgün Yeri
"Elimde dünyayı değiştirecek bir tek tanım bile kalmadı;
değişimin isteğinden gayrı. Naylon umutlarınıza kibrit suyu,
sizi tarih tüccarları! Umarım yok dünden bugünden.
Madem ki güneş bu dünyadaki bütün acıları, yoksunlukları daha bir
belirgin kılmaya yarıyor, o güneşi ne yapayım ben?
Her yer gülsuyu kokuyor. Tatlı bir hoşnutluk yayılıyor
müminlerden. Şairlere nişan, şiire kefen. Her yerde afsunlu
sözcükler. Dirsekleyiniz birbirinizi beyler.
Kimlik kartınızı da gösterin lütfen. Teşekkürler.
Bu dünya değişecek. Değişmesi gerek.
Onun için bir sürgün gibi duruyorum ben.
Onun için sürgün yerim şiirler..."
*
Acı
"Acının doruklarıyla uçurumları arasında inip çıkan bir
sarkaçtır yüzüm. İçine yalnızca kendini çeken bir sünger gibi
dolup boşaltır gözeneklerini. Boğuluyorum. Yaşamın bütün
efsanelerine uğradım; elimde bir tek tüy kaldı o anka kuşundan.
Umut etmek, her şeye karşın kendi küllerinden doğmaktır belki.
Ama ben kendimi yaktığımda, dağıttı küllerimi boran.
Zerreciklere bölündüm, birleşmeye çabaladıkça dağılıyorum şimdi.
Ey sularda yitirdiğim yüzüm! Ey bilinmeyen bölgeleri
gösteren harita! Kucağıma seriyorum seni. Koyulaştırıyorum
dağlarının, ırmaklarının, uçurumlarının çizgilerini.
Artık her şeyi bütün kesinliğiyle, bütün gerçekliğiyle yaşamanın zamanıdır.
Yalan söylendi yıllar boyunca bana ne
kadar çok, ne kadar... Aldanışların ufkunda dünyanın rengi
maviydi.
Acının enlem ve boylamlarında gidip gelen bir gemidir
yüzüm. Fırtınası kendinden, pusulası kendidir. Bir şeylerin
vakti geçti artık, nelerin bilmiyorum. Göğümde dondu karanlık.
Bir urgan kendini bağladı. Süte irin karıştı."
*
Milattan Önceki Şiirler
"Her şey, beni saran bu dünyadan bir yangın çıkmasıyla
başladı.
Kaçıracak bir şeylerim olup olmadığını düşündüm.
Kitapların çoğunu okumuştum. Ve ellerim
Bütün şiirleri bir çırpıda yakmaya hazırdı
Yaktım mı onları bilmem, yoksa yakmış gibi mi oldum?
Oldu ne olduysa...
Her şey, üstüme örttüğüm gökyüzünden oluk oluk
Bir yağmurun boşanmasıyla başladı.
Yağdı, ayak izlerimin üstüne. Yağdı, naftalinleyip
Yüreğime sokuşturduğum anıların üstüne
Unuttum mu onları bilmem, yoksa unutmuş gibi mi oldum?
Oldu ne olduysa..."
*
"Aklından yüreğine akan bir kum saatiyim ben
acılar, düşler, umutlar boyunca"

Burada Gömülüdür - Ahmet Erhan

*Toplu taşımada okuyorum şiirlerini. Bu üçüncü tekrar mı iki mi bilemedim. Beni kalabalıklar arasında yalnızlıktan kurtarıyor dizeleri. Acaba ben de bu yüzden mi şiirlerle duruyorum da altı senedir ilerlememe rağmen bu yüzden mi hiç tamamen kıta değiştirme cesareti bulamadım? Milattan önceki şiirler en sevdiğim bölümlerden, bir şiirini paylaştım. Keşke daha önce tanışsaydım dediğim bir şair.