gök telâşına büründüm

defîne aradığım yer vîrâneyken

nasıl böyle umutla var olabildim tanrım

yıkıntılar arasında kalmayı göze alıp

bunun böyle olmayacağına nasıl inandırdım kendimi

yokluğun da varlığın da sancılı

göğsüme sıkışmış bir gökyüzü telâşındayım

güzellikler ayartıyor beni

alıkoyamıyorum kendimi

bir serçenin sekişi, bir güvercinin yürüyüşü gibi

bir göğün telaşı gibi

öyle bungun ama öyle güzelliklerden medet umalı

yorgunluğun kederi mi kederin yorgunluğu mu bilemedim

sâniyeler gözümde solucan delikleri

sâniyeler ki asırları imlemiş sanki kalbime

bir kaypak bakışın nazarına tutkun kalmayı, sana hangi şiir öğütledi ey kalbim

söyle bana, söyle bana da bileyim


yorgun tayları duydum, oldukça bitkin olmalılar

sevda çeken bir gönül

yorgun bir tay misali devingen ve delişmen

ağzından burnundan solusa da yorulmuşluğunu

koşmak için can atıyor