I


Yaşamak artık mümkün değil,

Bir dünyada sonsuz karanlık var,

Gökyüzüne bakmak yasak,

Bakmak bile korkunç bir suç.


Bir zamanlar cennet diye anılan bu gezegen,

Artık zindanına döndü insanoğlunun.

Sonsuzluğun içinde kayboldu güneş,

Yıldızlar kayboldu gökyüzünden.


Artık hayat, sadece var olmakla sınırlı,

Karanlıkta hayatta kalmak için savaşmak gerekiyor.

Birinci sınıf insanlar, özel koruma altında,

Aydınlıkta yaşamak için her şeyi yapacaklar.


II


Bir gün, yasaklara karşı çıkıp isyan başladı,

Hareket etmek, dans etmek, sevmek istiyorlardı.

Ama zindanın duvarları ağır bastı,

Devletin gücü onları kör etti.


Gökyüzüne çıkmak, özgürlüğe koşmak,

Bir hayal sadece, hayatta kalmanın ötesinde.

Belki başkaldırmak mümkün değil,

Ama düşünmek özgürdü hala.


III


Bir gün, bu karanlığa son verecek bir umut belirdi,

Bir grup bilim insanı, gökyüzündeki gizemleri keşfetti.

Bir çözüm yolu vardı, ama çok riskli,

Bir şeyler yapmak için, her şeyi riske atmak gerekiyordu.


İlk deneme başarısız oldu,

Ama umutlu kalmak gerekiyordu.

Bir gün, bir keşif daha yapıldı,

Güneşe benzer bir yıldız keşfedildi.


Artık umut vardı, yaşamak mümkün olacaktı,

Aydınlığa koşmak için hazırlık yapılıyordu.

İnsanoğlu tekrar gökyüzüne bakacak,

Güneşin ışığını yüzünde hissedecekti.


IV


Ama umut, umutsuzluğa dönüştü,

Çünkü devlet, bu keşfi de engellemek istedi.

Güneşe gitmek yasaklandı, yine yasaklar konuldu,

İnsanların ayaklarından bağlar çekildi.


İsyan başladı tekrar, ama bu kez daha büyük,

Bir kez daha, dünya karanlık bir zindana dönüştü.

Ama bir şey değişti, insanların zihinlerinde,

Gökyüzüne bakmak yasak olsa da, güneş hala parlıyordu.


Sonunda, insanlık yeniden doğdu,

Gökyüzü kararmış olsa da, güneş hala varlığını koruyordu.

Karanlık, aydınlığa yenik düşecekti,

Belki yarın, belki yüzyıl sonra bilemeyeceğiz


V


Dünya kurumuş, hayat yok oldu

Gökyüzü siyah, yeryüzü karanlık

Kısacık bir zaman önce umutlu bir dünya varmış

Ama şimdi sadece karanlıkta kaybolan anılar kaldı geriye


Yaşamak yasak, nefes almak bile yasak

Tek yapabileceğimiz karanlıkta sessizce beklemek

Bir zamanlar güneşin altında koşup eğlenirdik

Ama şimdi tek yapabileceğimiz yasaklanan anılarımızda kaybolmak


Hatırlamak yasak, bilmek yasak

Zamanın çarkları geriye doğru döndü

Yaşadığımız günleri unutmamız söylendi

Ama unutmanın da artık yasak olduğunu öğrendik


Gökyüzüne bakmak yasak, umut etmek yasak

Bir zamanlar gökkuşağı vardı, mor, yeşil ve pembe

Ama şimdi yalnızca karanlıkta kaybolan umutlar kaldı geriye

Ve umutların da artık yasak olduğunu öğrendik


Yaşamak şakaya gelmezdi, bunu biliyorduk

Ama yasak olmak, nefes alamamak, düşünememek

Daha da büyük bir ciddiyetle yaşamaya mecbur bıraktı bizi

Bir zamanlar yaşamak olduğunu bildiğimiz halde, artık yasak olan yaşamı arıyoruz


Belki bir gün, belki bir zaman

Yine yaşamak özgürlüğüne kavuşabiliriz

Ama şimdilik yalnızca karanlıkta sessizce beklemek zorundayız

Ve umut ediyoruz ki, yasaklar bir gün sona erecek.