Göğüs kafesimde,

Mor bir kuş var uçması gereken.

Ama o pek emin değil,

Özgürlüğe kanat açabileceğinden.

Şu sıralar pek bir düşünceli,

Umudu yok kendinden.

Herhalde iyice bana çekti,

Göğsümde dura dura.

Aslında bahsettim ona,

Yıldızlı gökyüzünden.

Evreni oluşturan,

Nice galaksilerden.

O ise kaybolurum sandı,

Vazgeçti uçma fikrinden.

Hatta gevezeliğinden,

Bıktım, usandım dedi.

Alttan aldım tabii,

O benim mor sümbülüm,

Ne kadar şanslı olduğunu,

Anlatmaya başladım:

Ah morum! Ah sümbülüm!

Gökyüzünde süzülmekten

Daha güzel bir şey yoktur.

İstediğin zaman uçabilirsin,

Gün doğarken ya da güneş batarken.

Sen ise hâlâ umutsuzluk içindesin.

Böyle gidersen çok geçmeden

Aklını kaybedeceksin.

Sana tavsiyem,

Git o gökyüzünden nasiplen.

Faydalan yıldızından, güneşinden.

İstediğin bir gezegeni seç,

Tut orayı kendine mesken.

Gidebildiğin her yere git,

Korkma yolunu kaybetmekten.

Bana da bir renk umut getir,

Gökkuşağının içinden.

Belki ben de akıllanır,

Vazgeçerim bezginlikten.

Evet bilirim pek çok şeyi,

Çok oldu ben evreni karış karış gezeli.

Ama yine senin ağzından da dinlerim.

Yüksek bir yere çıkar, uçuşunu izlerim.

Haber verirsin bana,

Evrendeki güzelliklerden.

Ben de anılarımı yâd ederim.