Dünyanın, adsal tanım­lamayla işlemlerimizin X nesnesi olduğunu söyle­mek, bilim adamının bilme durumunu mutlağa eriş­tirmektedir -sanki olmuş olan ya da şimdi olan her şey sadece laboratuvara girmek için varolmuş gibi. "İşlemsel" düşünce, bir çeşit mutlak yapaycılık ol­maktadır- sibernetik ideolojide görüldüğü gibi (bu­rada insan yaratıları doğal bir bildirişim sürecinden türetilmektedir; bu süreç de insan makineleri modeli­ne göre tasarlanmıştır). Eğer bu düşünce türü insanı ve tarihi yüklenirse ve, onlar konusunda temas ve ko­num yoluyla bildiğimizi bilmiyor gibi davranıp onla­rı, -ABD'de düşkünleşmiş bir psikanalizin ve kültüra­lizmin yapmış olduğu gibi- kimi soyut göstergeler­den yola çıkarak kurmaya girişiyorsa ve böylece in­san gerçekten, olduğunu düşündüğü manipulandum* olmaktaysa, o zaman insanla ve tarihle ilgili artık ne doğrunun ne de yanlışın kaldığı bir uykuya ya da kâbusa giriliyor demektir.