gözlerinle

pencereler açılıyor çocukluğuma

karahindibalara üflüyorum gülerek

terazisi bozuk uçurtmamın peşinde

bir yaz gününü kovalıyorum telaşlı

sırtımda pamuklu bir ter havlusu

ceplerimde bayramdan kalma şekerler

pay ediyorum arkadaşlarıma

bir fazlasını sana ayırıp


daha yeni banyo yaptırmış annem

en sevdiklerimi giydirmiş üstüme

babamın kolonyasından sürmüşüm

sana güzel kokmak için

ne var ki

kumlu parklarda oynuyorum

sallanıp paslı salıncaklarda

gıcırdayan demir sesleri

kırık tahterevalliler

ve toz toprak içinde kaydıraklar

korkmuyorum akşam yiyeceğim dayaktan

sana ayırdığım şekerlerin

yere düşmesi kadar


sonra

jantları boncuklarla süslü

bisiklet sürüyoruz yokuş aşağı

göstermek için sana cesaretimi

ellerimi bırakıyorum üstelik

saçların rüzgarda rakkas oluyor

rüzgar saçlarından sermest

sokaklardan ne vakit geçsen

iplere yıkanmış çamaşırlar seriliyor


gözlerinle

en günahsız zamanlarıma dönüyorum

bilmiyorum daha öpüşmek nedir

sevmek

sevişmek

fakat içimde müthiş bir inatla

ışıklı ayakkabılar istediğim gibi

yokluk bilmeden

seni istiyorum

pencereler açıyorsun çocukluğuma

her göz kırpışında

bir yaş büyüyorum