''Hangisi daha zor? Gerçeği söylemek mi, gerçeği gizlemek mi? Her gün yeni biri olarak doğmak mı zor, her gece farklı biri olarak ölmek mi? Görmek mi zor, görmezden gelmek mi?''

Bir insanın gözünün içine bakarak gerçeği söylemek yalan söylemekten daha zordur, diyor Gri. Hayat gelgitlerle doludur. Birileri gider, birileri gelir. Her geliş farklı olsa da gitmeler hep aynıdır. İlk tanıştığımızda Gri bana, sana yardım etmeme izin ver demişti. Bunun bir tehdit olduğunu şimdi anlıyorum. Çünkü o artık yok. İzin ver, sana yeni bir geçmiş yazayım demişti.

Yeni bir geçmiş yazmak. Ama artık yok.

Her neyse…

Gerçek, söylenmedikçe ağırlaşan yüktür. Bazen yaradır. Bazen beladır. Bazen kavgadır. Çoğu zaman acıdır, acıtır...

İnsanın unutmaya çalıştıkları, sevdikleridir diyor İs. Sorduklarında tanımıyorum diyebilmek değildir unutmak. En yakışıklı yalan kendine söylediğindir. Hapishanede bir gün geçirmek zorunda kalırsanız eğer bu sözü çok duyarsınız. Çünkü unutmaya ihtiyacınız vardır. Kandırmaya, rahatlamaya, inandırmaya ve geride bırakmaya ihtiyacınız vardır. İnsanın içi de böyledir işte. İçinde attıkların senden büyüktür. Öyle bir susturur ki Tanrı bana ağız vermeyi unutmuş dersin. Sonra da içine ne atarsan at, susmaya devam edersin. Üstteki sorulara devam ediyorum:

—Susmak mı zor, konuşmak mı?

—Görmek mi zor, konuşmak mı?

—Arkanı dönmek mi zor, konuşmak mı?

—Dokunmak mı zor, konuşmak mı?

—Geçmiş mi zor, konuşmak mı?

—Kabullenmek mi zor, konuşmak mı?

—Kapat çeneni!

—Ağlamak mı zor, konuş...

—Kapat çeneni dedim!

Birden gülmeye başlıyorum. Gülmeye, daha sesli gülmeye. Gülmek öksürüğe dönüşüyor. İs bana demişti ki kabullenmek sadece bir anlıktır. Gözünün önünde olan ve seni üzen hiçbir şeyi bir ömür boyu kabullenemezsin. Kendini kandırma. Önce eksikliğin, sonra da takıntın olur çünkü. Sakın unutma, gözünün önündeki gerçeği inkar edebilirsin. Hatta unutabilirsin ama eğer gerçek içindeyse asla unutamazsın.

Devam ediyorum:

—Gitmek mi acıtır, kalmak mı?

—Gerçek mi acıtır, vicdan mı?

—Kapat çeneni lan!