Bir yolun üzerinde yürümekteydi Gülefşan. İşten çıkmıştı. Başı ağrıyordu, çantasından hap kutusunu çıkardı, bir tane içti. Bir an için hepsini içmeyi düşündü. İçindeki sesler; yön veriyordu, gideceği yere. Yavaş yavaş ilerledi, önünde taş vardı. Durdu, ayağı taşı fırlattı. (Taş yok artık.) Yürümeye devam etti. Hava; mavi, bulutlu, hafif esintili… Saçları, azaldığı için toplu. Savrulacak, savrulmayla oluşacak hissi veren, saçları yoktu artık. Birer birer dökülmüştü zamanın gerisine.
(Bir çocuk doğdu, adı Gülefşan oldu.
Annesinin dediğine göre zor yürüdü.
Ağzı yırtılıncaya dek, güldü.
Sonra gerçeklerle tanıştı.
İradesi zayıfladı.
Alabildiğine gözyaşını akıttı.
Ağlamanın bile gereksiz olduğunu ne zaman görecek?)
Gülefşan hâlâ yürüyordu… Ağaçtan bir yaprak düştü. Yaprağı ezdi. Ezdiğinde sanki intikam alır gibiydi. Yaprakla beraber ruhunu da ezdi.
(O çocuk günün birinde yine ağladı ama bu sefer gözünden yaş akmadı.
Korktu, öldüğünü sandı.
Doktora gitti. Gözyaşı damlası aldı.
Damla ne çare gözyaşlarının tamamı akıp gitmişti, dudaklarının arasından tuzlulukla yüreğine…
O çocuk zorluklara dayanamayacak kadar yorgundu.
Bilmiyordu ki zorlukları üreten kendisiydi.
Zorlukların kendisine ait olduğunu ne zaman görecek?)
Gülefşan yürümeye devam ediyordu. Birden durdu, önünde engel olmamasına rağmen. Bir şey dikkatini çekti. Adamın biri banka çıkmış, boynunda halat. Halatı havaya bağlayacak ve kendini asacakmış. Adam sağa sola baktı, yardım istedi etraftakilerden, kimse oralı olmadı. Gülefşan gülümsedi, ona yardım etmek istedi, etmedi. Bir gün elbet görüşürüz dedi, yürüdü.
(Çocuk çıkamayacağı derinlere, girmişti artık.
Bir yolu olduğunu ne zaman görecek?)
Gülefşan gideceği yere gelmişti. İçindeki sesler; evinin en karanlık odası olan, odaya getirdi onu. Yatağa uzandı, uyudu. O günden sonra uyandığını kimse görmedi.
(O çocuk:
- Ağlamanın gereksiz olduğu göremeyecek.
- Zorlukları, kendisinin üretmiş olduğunu göremeyecek.
- Bir yolu olduğunu göremeyecek.
- Hapların tamamını içtiğini göremeyecek.
- O adamın halüsinasyon olduğunu göremeyecek.)
Gülefşan gitti.
(O çocuk hiç gelmeyecek üzere gitti.)