uçan martıların sızısını duyuyordu içinde. vapurun hareketiyle senkronize olmuş kendi duygu durumunun getirdiği ağır dolmayla hayal kırıklığı arasında bir yerlerde günün soğukluğu ve karnının ağrısı hala geçmemişken her şey ona çok kolay gözükmüyordu. kolaylık yadsınamaz bir duygu ama o her geçen gün kendini tam olarak gerçekleştirememenin altında eziliyordu, yine de kendinden emin duruşu bozmak istemiyordu ama neden olmuyordu? yeterince hiçbir şeyi istemiyordu, zorlamıyordu, elinden gelen bu muydu, onu da bilmiyordu. bir vapur yolculuğunun ona hissettirdikleri; bir cam kenarında aylardan aralık 19, bordo ojeler, karşısında uyuyan bir kadın ve çevresinde hayallere dalmış telefonuyla meşgul bir sürü insanın ortasında kendisi kulağında çalmayan bir şarkının melodisine bırakıyordu. yani kendi iç sesinin melodisine...
gün
Yayınlandı
Meriç Koç
2022-12-23T12:17:33+03:00İyi yazı.