Yeni kabuk sahiplendim, onunla yaşlıyız artık 

Sözünü edeceğim üzülmelerden önce pürüzleniyor bu yüzden tenim 

Kırışık bir gömleği anımsıyoruz ellerim ve ben 

Göz ucuyla bakılmış yorgun o gömleği

Bu yüzden ağır aksak bir endişeyi sürüklüyorum 

Mutlu olabilirdikli cümlelerin sonuna üç nokta koyuyorum mutlaka 

Ağırlaşıyorum her noktada daha fazla 

Aslında biliyorum kırılmasını bu kabuğun 

Nasıl da çırılçıplak kaldığımı sevişirken aşkla 

Aşkın sevişmesini tanıyor bedenim o başka 

Bilmiyorsun bu şiiri yazdığımda 4 gün olmuştu yeni bir kabuk sahipleneli 

Yeni ve bir kez daha tekrarlanan bir çok defadan sadece biri 

Yadırgamadan ilerliyorum, ince ve kuvvetli yılan misali adımlarım 

Tam da bu sebepten sokul koynumdaki derin kuytuya

Sonra gelsin esintisi sevişmek rüzgarının

Ürpersin yatağımızdaki bulutlar 

El yazması olsun ben tutayım kalemi, alnımızı karalayan 3. ve 4., hatta 5. şahıslara kadar katledelim failleri

Eğilip öpsün ağzını dudaklarım 

Ölsün, sana ölüm diledim, kovulma diye bahçelerinden 

Yokuş çıktım işte tam da bu sebepten, sen çıkma diye oğul güncelerinden 

Uzattım önceki şiirlerimde bahsini ettiğim aynaların pas tutmuş yanlarını 

İnanmazsın daha bir ben, daha bir biz seviştik 

Yani bir daha sevgilim.


Elmaları ısırdık ve çıplaktık adem 

Havva dedin havva 

Günah bu kabuklar soyumuzu itecek isyana 


Arıyorum işte ağır, acı, yorgun.

Devaya denk düşecek ince bir kat kabuk daha 

Körelmiş diyorlar dokunmadan parmak uçlarıma 

Kızarıyor morarıyor renklerim bundandır 

Bundandır göz altlarımın karası 

Sen tam vaktinde gir bahçelerine, aman!

Oğul halin başaklar boyunca uzasın 

Kırıldımsa sana utanma sen 

Elmadan en büyük ısırığı da ben aldım 

Gelen ilk yarında beni, ilk yarında ben bir istasyonda.

Sövdüğüm 4. gününde bu kabuğun 

Yine ağır gidiyor olacağım. 

Mutlu olabilirdik hatta (buraya üç nokta)

Sen kaçıncı günüme rast geleceksin bilmeden 

Lanet şiirlerini okuyup yazacağım 


Elmaları ısırdık ve çıplaktık adem 

Havva dedin havva 

Günah bu kabuklar soyumuzu itecek isyana 

İnançla kırıldı böylece kabuğum 

Söyledim ardından kulağına ‘her cuma daha kutsal’

Belki göğsünün göçmenliği kanat çırpacağından 

Belki bir cuma gecesi heyecanla titreyişimiz son bulacağından 

Ne kadar da mümkün bir gün 

Ne kadar da uzak hatta


Elma mı ısırdık adem 

Kabuklarımız çatladıysa bundandır

Ve şimdi yeni bir kabuk daha sahiplendiysem 

Aşkı ağır, acı, yorgun sende aradığımdandır. 




İlk halini 25 Eylül 2021 tarihinde yazdığım bu şiiri… armağan ediyorum.