Bu sefer sana yazılacak olan bu yazıda beni ne kadar dikkate alırsın bilemiyorum. Okuyorsun biliyorum. Bazen bazı tercihlerin sonucudur üzüntü. Üzülüyorum. Üzüldüğüm şey de beni anlamaman. Seni seviyorum demen değil. Göstermeni bekliyorum aslında. Göstermiyorsun zannetmiştim daha doğrusu. Hissedememişim. Ama öyle değilmiş sanırım olay. Her uykundan uyandırdığımda seni "günaydın balım" bile yetiyormuş. Farkında değildim. Kaybedince fark ettim bunun ne kadar kötü bir durum olduğunu yüzüme vurabilmen için yazmıyorum. Yazıyorum çünkü hissediyorum. Bana arkanı dönüp uyuyordun. Biraz alınganlık oluyordu içimde ama yine de yanında uyanıyordum. Korunuyordum seninle. Ruhum öyle hissediyordu. Zannetme ki bu kız hiçbir şey hissetmedi. Sanırım hissettiremedim. Çabalarsın zannettim. Zaten asıl olay da böyle çabaların görülmesi hissedilmesi ve özür dilenmesi. Ama göremeyince ait değilim sandım. Belki de ben görmek istemedim. Her kahkahanda, her gülüşünde çok güzeldin güzel kalmanı isterim hep senden. Belki ben değilim o kişi. Ama o kişi olmasamda beni sevdiğin için çok teşekkür ederim. Bu sefer ben batırdım ortalığı. Sadece şımartılmak istedim eğer buna hakkım yoktuysa da özür dilerim. Üç yaşındaki bir çocuk gibi davranmak istedim. Veremediğim her günaydın öpücüğü ve iyi geceler öpücüğü için özür dilerim. Hep balın olarak kalayım olur mu?