Gökten yağmur niyetine bombalar yağarken

seninle ben el ele koşuyorduk sığınağa sevgilim.

Ülkemiz işgal altındaydı ve ölüm kokuyordu sokaklar.

Sığınaklarda kaç çocuk gözünü açmıştır dünyaya?

Sahi gerçekten kaçımız korkmamıştır savaşta?


Bakın, gördünüz mü ölüm yağıyor gökten?

Hafif bir ıslık sesiyle yine düşüyor bombalar.

Güneşin sıcaklığı yetmiyor muydu bize

nereden çıktı şimdi bu nükleer silahlar?

Aşkın, özlemin yüreğimde depreşti sevgilim.

Cepheden cepheye kaç savaş daha görecek

çocuklarımız ve torunlarımız?

Ne zaman bitecek bu hırsımız?


Dünyayı kana boyayan eller

dünyayı niye güzelleştirmek istemezler?

Senin aşkındı beni insan kılan sevgilim.

Bu nükleer silahlar, şu atılan bombalar izin vermiyor ki aşka.

Halbuki dünya içinde çocuk kahkahası duyulduğunda

ve aşkı barındırdığında daha güzel değil mi sevgilim?

Doymadı mı daha toprak kana?