Sevgilim, senden düşmancasına kaçışımın üstünden aylar geçmişken yazıyorum sana bu mektubu. Hiç okumayacağını biliyorum, bir yerden sonra her şeyin nasıl yanlış gittiğini bildiğim gibi. Ama günler çok çabuk geçiyor, içimdeki sesi susturamıyorum bir türlü ve bekliyorum seni, aylar geçti evet, belki daha yıllar geçecek ama silip atamadım, atamıyorum. Hep zamanın her şeye ilaç olduğunu düşündüm bu güne kadar. Kim sorsa biraz zaman lazım dedim, içimde hep silip atabileceğim düşüncesiyle vazgeçtim bizden. Yanıldım, belki birçok konuda. Sana olan özlemim, senin de dediğin gibi sanki her gün yanımdaymışsın, kollarındaymışım da bir anda kopmuşuz gibi günden güne büyüyor içimde. Karşı koyamadığım şeyler oldu ve senin de öyle, üstesinden gelemeyiz sandık, yorulduk belki, bilmiyorum, sadece hala gittiğin günkü gibiyim. Hiç değişmedim, biliyorum sen de değişmedin, bu yüzden hala saklanıyorum senden çünkü benim için öyle zor ki yüzleşmek, senden kalan her anıyla her gün boğuşmak. Sevgilim, umarım bu sana son mektubum olur, verdiğimiz sözlerin en azından bu kadarını tutarız umarım. O gün, varlığından haberdar bile değilken o sayfalara yazdığım gibi, bekliyorum seni, çok geç de olsa bekliyorum.