Bir gurbet diyarının ortasında bulunca kendimi,
Zaman aldı götürdü yazmak için yeni dizeleri,
Çözüldü ayağımdaki gaddar prangamın zincirleri,
Sağa sola savuşturdum yüreği kayıp bedenimi.
Etrafa mahzunca bakarken göz bebekleri,
Hislerim belli belirsiz hırsların hor görülen esirleri,
Yaşadığım anlar ölüme doğru geçirirken vakitleri,
Yalnızlık yarê taş koyar getirmez gül ellerini.
Yaban yerlere değerken ayaklarımın izleri,
İç yangınlarım yüzüme vurdurdu tebessümleri,
Memleketlerin havası, güzel bir dostun omzuma değen eli,
Şimdilerde saldı beni kederine, gönlümü viran eyledi.
Gövdemi çürüten ıstıraplar sözlerime verirken kendini,
Perişanlıklarım beni gam zerresiyle mühürledi,
Tekrar tekrar sorgularken bulunan bütün bu hallerimi,
Satırların sonu, gerçeklik bağları tek hakimi.