Bazen adımlarken düşecek gibi oluyorum. Attığım adımların beni düşürmesinden korkuyorum. Sonra bir şekilde adımları atmam gerektiği gücü kendimde zorda olsa buluyorum. O gücün bana yaptıkları ise bir anda yolda yürürken ağlamaya başlamak, bir kedinin başını okşarken bile o anda kalamayıp, acı hissinden kaçamamak. Müzik dinlerken dinlemediğini fark etmek...
Dışarı yansıttığın o güçlü sen dışındaki, seni görmelerinden de korkuyorsun. Çünkü herkese bu tarafını göstermişsin, inandırmışsın. Aksi durumda biliyorsun insanalar zayıf olanın üzerine giderler. Güvenmiyorsun.
Tek başına o dik yokuşu çıkıyorsun da bir düzlükte yürüyüyemiyorsun. Nereye ya da kime gittiğinin önemi olmayan yollarda yürüten düşüncelere kapılıyorsun. Saatlerce yürüyorsun. Yanından geçenleri görmeden, akan zamanı fark etmeden, uçan kuşları izlemeden sadece yürüyorsun. Seni bu kadar yürüten düşünceyi peki kime anlatacaksın?
Olsun demek de zor artık.
Çocuk düşlerimiz yok artık.