Yeniden birini sevmeye çekiniyorsunuz. Güveniniz kalmamış. Hayatınıza giren belki iyi belki de kötü insanların size yaşattığı güvensizliği, tatminsizliği, sevgisizliği ve hayatınıza yeni girecek olan insanların size aynılarını yaşatmasından korkuyorsunuz. Biliyorum desem anlamsız olur. Ama anlıyorum sizi. "Bir süre sonra illaki bitecek." korkusu ile hayatınıza aşılmayacak duvarlar örüyorsunuz. O duvarları aşmalarını istiyorsunuz fakat ya aşarlarsa diye de korkuyorsunuz. "Gerçekten birisi beni bu kadar sevebilir mi?" diye soruyorsunuz kendinize.

''Karşılık verebilir miyim? Yeniden güvenebilir miyim? O riske atmaya gerçekten değer mi?''

Bu soruların içinde günlerinizi, haftalarınızı, aylarınızı hatta yıllarınızı harcıyorsunuz. Peki güvenmeden hayat nasıl geçer? Sizi anlayan birisini kendinizden uzaklaştırmanız, kendi dünyanıza sokmama gayretiniz size ne kazandıracak? Yalnızlık mı yoksa kendi adlandırdığınız üzere huzur mu? Bunlar sadece birer bahane. İnsanlara tekrar güvenmek kötü bir şey değildir. Belki çok defa yanılacaksınız. Ama doğrusunu bulduğunuz zaman çok defa yanılmanızın faydasını göreceksiniz. Çünkü insanları artık daha kolay anlayacaksınız. Gözlem yeteneğiniz gelişecek. İnsanların gerçekten menfaat uğruna mı yoksa gerçekten yanınızda olmak istediği için mi hayatınıza dâhil olduğunu daha kolay anlayacaksınız.

Ördüğünüz her duvar size gerçek anlamda her geçen zaman -gün, ay, yıl hiç fark etmez- zorluktan başka bir şey getirmeyecektir. Kimileri hiç değişemeyeceğini düşünür, kimileri çaba sarf ettiklerini söyler ama başaramadıklarını dile getirir. Bu yazım, başarabilenlere değil.

Eğer başarmak istiyorsanız ilerlemişsiniz demektir. Bunu hemen yapmaya -güvenmeye- çalışırsanız başarısız olduğunuzu görecek ve korkacaksınız. Her şeyin bir sırası var.