Nietzsche,”Güzellik nerededir”in cevabı olarak irademi kullanmaya mecbur olduğum yerdedir diyor. Ben bunu aşk olarak anlamlandırıyorum. Aşkımın gerçek olduğunun kanıtını kendi kendime yapabiliyorum. İmge olarak kalmaması için sevmek ve ölmek istediğim yerdedir. O ağladığında ölmek istiyorum onun üzüntüsünü iliklerimde hissediyorum. O güldüğünde sevmek daha da sevmek her gün aşık olmak istiyorum .Onunla tanıştığımda işte oldu hayatıma geldi güzellik. Hem seviyorum hem ölüyorum o benim için güzelliğin olduğu yerdir. Her gün uyandığımda onun kaşlarını ,kirpiklerini ezberliyorum. Derisinin üzerindeki çizgilere baktıkça tekrar tekrar aşık oluyorum. Bunu nasıl uyguladığımı bilmiyorum ama onunla uyandığımda cidden orada severek ölmek istiyorum. İşte buldum. Bunun tanımı bu uygulamanın adı “Severek ölmek “çünkü bitmesin diye. Sevmeyi istediğim için ölmeyi de istiyorum bu yüzden ben korkak değilim. Benim aşk susuzluğum onun tarafından öpülmek ve öldürülmek istiyor. Nietzsche, irademi kullanmak zorunda olduğum yerdedir diyor gerçekten öyle midir? Ben ona aşık olurken irademi kullandım mı? Bunları düşünüyorum da onu ben seçtim. Tüm irademi onu sevmek, ölmek istediğim yer olması için kullandım. Ben abartıyorum daha da abartacağım ben onda yaşamak istiyorum. Ben bunun sonunu ölüm olarak görüyorum başka bir şey olarak göremiyorum. Bu yaşadığım güzellikleri yaşadığım anda bayılmak ve hissetmek değil dikkat çekiyorum. Ölmek…

  Aşk benim için derinliktir. Bitmez, tükenmez, yok olmaz, benim için o yok olamaz. Yok ettirmem ben onu. Belki de mahluklar farkında değildir böyle bir güzelliğin. Bu güzellik herkeste aynı olur mu? Derinliğe indikçe farklılaşır belki de. Belki de yukarı çıktıkça. Evet, bütün bu derinlikler bende yükselecek benim seviyemde. Ben bu sevgi ve ölmeyi kendi seviyemde yaşayacağım.

   Nietzsche’den ne öğrendim öğrendim işte bu dediklerimi meğerse ben sevmeyi ve ölmeyi aynı anda istiyormuşum. Ne güzelde suratıma çarptırdı ama Nietzsche. Gerçeklemesine özlem duymamak için güzelliği fark etmemi sağladı. Bazen kendimi mutsuz hissediyordum. Güzelliğimi görmeden önce…

O benim güzelliğim benimle yükselecek bir güzellik. Onunlayken her gün daha fazla aşık olacağım. Onu da kendi seviyemde yükselteceğim. Bu böyle artıp gidecek.

  Ben güzelliğime tutkuluyum o benim için imge değil. Çünkü; orada sevmek ve ölmeyi istiyorum. Zaten bu iki kelime birbiriyle sevgili. İşte geldim ben hayatındayım tüm aşk susuzluğumla geldim. Ve biliyor musun hiç bu kadar ölmeyi ve sevmeyi istememiştim.

Onunla dönerek birleştim ve hissettim .Evet tam bu anda ölebilirim. İşte bu an sevmek ve ölmek istediğim yer. Düşündüğümde birçok böyle an var. Söylemek istiyorum içimde tutamıyorum. Sadece saatlerce teninden bahsedebilirim. Ah sarılmak nasıl bir arşa yükselmektir. Derinliklerin kıyıma gelişini ne güzel tarif ettirir. Siz hiç sarıldığınızda kalbini, atışını ellerini hissettiniz mi? Öpüldüğünüzde veya öptüğünüzde o dudakların tadını, rengini, kokusunu sadece sevmek ve ölmek istediğiniz yer olarak algıladınız mı? 

 İşte son olarak söylüyorum. İmge peşine düşmüş mahluklar. Bu güzellik değildir. Güzelliği sevmek ve ölmek istediğiniz yeri iradenizi kullanarak bulunuz. İlk önce de sevmek ve ölmeyi biliniz.