Yalnızlıkla sınanmış tarifsiz bir acıydı

Ufak tefek telaşlar birkaç soğuk üzüntü ve birazdan toparlanıp gidecek mutluluk ile kapıma kadar gelmiş tek başına içeri girmişti

Öyle ki beni bile ikna etmişti kaygısız duruşu

Çekmiş sandalyeyi köşeye "bir süre burdayım" der gibi bakmıştı sanki

Günün ilk ışıklarıyla bana eşlik etmiş ve ben güneşi tekrar görene kadar beni terk etmemiş bir acıydı

Aslında alışmış gibiydim

Fakat varlığı bana "yokluğu" anımsatıyordu

Bu yüzden geçmesi gereken bir acıydı

Gitmesi gereken bir acı