benim kısa boylu ve bodur bir hafızam var, kendince memur.

bir insan güneşe sızlanmadan kaç kere bakarsa,

ben o kadarım.

gözlerim gökten hala ayrılmamış,

bulutlar sıcak,

bulutlar çocuk,

bulutlar ağrı.

bardakların yerini biliyorum,

evimin yolunun çakıllarını.

bir benim sokağıma boğuk gri asfaltlar rastlamadı.

ben de ayrı sokaklarda çektiğimiz sancıyı kendime sakladım.

bana yüz kere 'nasılsın' dediler , konuşmadım.

hep hatırlıyorum,

unutmaya kıyamadığım şeyleri.

bir fırtına gelir,

ne varsa kağıt parçalarıyla dünya dünya dağılır.

dünya dediğimiz şey de aslında birer parça anıdır.

durgun bir yılın ortasında unutmayı anladığımda ilk kez ağlamıştım,

o tek başına kalan gözyaşımı bile kimseye anlatmadım.


eğer sağsak hepimiz,

acı da iyileşir.